Geçmişte dünyayı silahsız felaketler sarsmıştı. Bugünlerde yine sarstı ve sarsmakta…

Tarihte ortaya çıkan “kara ölüm” denilen veba salgınları, kolera salgınları gibi.

-1918’de ortaya çıkan İspanyol gribi…

-1997’de Hong Kong’da ortaya çıkan Kuş gribi (H5N1)…

-1998’de Hindistan’ın Kerala eyaletinde çıkan Nipah virüsü…

-2009’da Meksika’da ortaya çıkan Domuz gribi (HINI)…

-2012’de Çin’de çıkan SARS…

-2012’de Suudi Arabistan’da çıkan MERS…

-2014 Kongo’da çıkan ebola salgını…

-2016’da Brezilya’da ortaya çıkan Zika virüsü…

-Ve her yıl belli zamanlarda ortaya çıkan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)…

-Ve de şimdi ortaya çıkan ve tüm dünyayı tehdit eden Coronavirüs (Covid 19)…

Evet, tankın-topun, F35’in, S400’ün, Patriot füzelerinin engelleyemeyeceği; atom bombasının bile yok edemeyeceği bir felakettir bunlar.

Evet, sınır tanımıyor bu salgınlar. Kıta ayrımı yapmıyor bu salgınlar. Siyah-beyaz ayrımı yapmıyor; Hıristiyan-Müslüman ayrımı yapmıyor; Alevi-Sünni ayrımı yapmıyor; zengin-fakir ayrımı yapmıyor bu salgınlar.

Bu salgınlar, işte böyle bir felaket… Tüm insanlığın ortak sorunu olan felaketler…

* * *

11 Mart 2020 Salı günü Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsü küresel salgın (pandemi) olarak ilan etti.

Ve aynı gün yapılan bilgilendirme toplantısında, salgınla mücadelenin topyekûn ve dayanışma halinde yapılması gerektiği söylendi.

Ama bu dayanışma oldu mu, olabildi mi diye bir sormak gerekir. Çünkü:

-İran, hiç olmazsa bu koronavirüs salgını nedeniyle yaptırımlar kaldırılsın, en azından sağlık ihtiyaçları nedeniyle hafifletilsin dedi; ama ABD ve Batı hayır dedi.

-İtalya AB ülkelerinden acil yardım istedi; ama bu yardım yapılmadı. Çin, 7566 km. uzaktan yardım elini uzattı; 9 kişilik yardım ekibiyle tonlarca tıbbi malzeme İtalya’ya ulaştırıldı.

-Koronavirüs nedeniyle olağanüstü hal ilan eden Sırbistan AB’den yardım istedi; ama bu yardım da yapılmadı. Sırbistan Cumhurbaşkanı, Avrupa dayanışmasının sadece “kâğıt üzerinde” olduğunu ve Çin’den 5 milyon maske aldıklarını söyledi ve de “Salgın süresince Sırbistan’a yardım edebilecek tek ülke Çin’dir” dedi.

Herhalde bu tehlike geçtikten sonra dünyada ciddi bir sorgulama ve de ciddi bir yargılama başlar olacaktır. Ve de olması gerekir.

* * *

Şimdi Koronavirüs salgınına bir başka açıdan da bakmak gerekir.

Elbette yukarıda da ifade edildiği gibi salgın geçtikten, ortalık sakinleştikten sonra mutlaka bir sorgulama olacaktır. Ama birkaç konuya şimdiden değinmekte yarar vardır.

Aralık 2019’da Çin’de çıkan bu salgın, İran’da ve İtalya’da kendini daha da gösterir oldu. Neden?

-Özellikle Kuzey İtalya’nın Çin’le ilişkisinin yoğun olduğu zaten açıklanmıştı.

-Ama Çin’de çıkan bu salgının Hindistan’ı aşarak İran’ı sarsması düşündürücüdür.

-Trump’un ısrarlı olarak koronavirüs yerine “Çin virüsü” demesi düşündürücüdür.

Çünkü özellikle ABD için Çin ekonomisini sarsmak, İran’ı siyasi olarak teslim almak yılların hedefi idi.

Koronavirüs böyle bir siyasi projenin bir ürünü müdür? Bilemiyoruz. Ama yine de akla böyle bir olasılık ve böyle bir soru gelir olmaktadır.

Özellikle günümüzde kene, sivrisinek, atsineği, karınca, örümcek ve de adı bilinmeyen sayısız böceğin bile “biyolojik silah” olarak kullanıldığı…

Virüsler gibi böceklerin de mutasyona uğradığı ya da uğratıldığı bir dünyada bu olasılıklar elbette akla gelir olmaktadır.

* * *

Türkiye’de bu tehlikeli salgın bir ölçüde hazırlıklı karşılandı diyebiliriz. Gerekli önlemler de alınabildi diyebiliriz.

Hatta bu salgının Türk siyasetinde olumlu yanları da oldu diyebiliriz.

Çünkü birbirine kin ve nefret kusan siyasetler, yani iktidar ve muhalefet ilk kez birbirine karşı daha yapıcı davranır, daha yapıcı konuşur oldular.

Belki de en önemlisi, Salı grup konuşmalarının şimdilik iptal edilişi oldu diyebiliriz.

-Çünkü bu konuşmalar, amacının dışında siyasetin hakaret günlerine dönüşmüştü.

-Çünkü bu konuşmalar, toplumu kışkırtmaya, kin ve nefret akıtmaya dönüşmüştü.

Virüs salgınının ülkemizde bir başka görüntüsü daha oldu diyebiliriz.

Çünkü:

-Fırsatçılığın vatan, millet, Sakarya dinlemediği görüldü.

-Fırsatçılığın din, iman tanımadığı görüldü.

Sonuçta diyebiliriz ki, koronavirüs salgını ile siyaset ve toplum test edildi ve de edilmekte.

Daha da genel bir ifadeyle, adeta dünya test ediliyor olmakta.