Yüce Allah’ın bizlere ihsan ve ikram olarak verdiği sonsuz nimetleri Allah’ın kulları ile paylaşmak, bölüşmek, yani yardımlaşmak, Ulu Allah’ın bizlere kesin bir emridir. Bu ilahi emri büyük bir mutluluk duyarak yerine getirmeye cömertlik, malını, canını, makamını, mevkisini, hizmetini, güç ve kuvvetini muhtaçlara, ihtiyaç sahiplerine yönelik kullanmak, böylece insanların sevgisini, saygısını, ulu Allah’ın rızasını ve cennetine girmeye hak kazananlara da Allah’ın cömert has kulları denir.

Herşeyin bir değeri, bir kalitesi vardır. Müminlerin de en değerlisi, en yüksek derecelere ulaşanları, ibadetlerin de en yücesi olan cömertlik ve ulvi sıfatı taşıyan merhametli cömert insanlardır.

*

Sehavet-paylaşım niçin bu kadar önemli ve Allah katında değerlidir? Çünkü, kullar için vermek zor bir iştir. Özellikle mal canın yongasıdır. Paylaşım her yiğidin değil, er yiğidin işidir. Bölüşüm; yani cömertlik; birlik ve beraberliğimizin temeli olan huzur ve güvendir. Huzur ve güven toplumun bütün fertlerinin mutlu olmaları ile sağlanır. Bu da ancak hakça yardımlaşmak, gönül rızası ile herkesin iş ve aş sahibi olmaları yani yüce Allah inanan-inanmayan, ibadet eden etmeyen, itaat eden-isyan eden herkesi ayırmadan onların rızıklarını veriyorsa, kulları da Allah’ın verdiklerini, Allah’ın kullarını birbirinden ayırmadan vermeleri dolayısıyla toplumsal adaletin sağlanması ile olur ki, bunu da ancak Allah’ın kendilerine bol bol ihsan ettiği herkes, özellikle varlıklı cömert müminler sağlayacaklardır.

Cömertlik ulu Allah’ın en yüce sıfatlarındandır. Bu ulvi sıfatı üzerinde taşıyan cömert müminlere müjdeler olsun. Cömertliğin en büyük özelliği candan isteyerek vermek ve bundan da sonsuz mutluluk duymak, başa kakmamak, sırf Allah rızası için devamlı yapmaktır.

*

Cömertlik, iman ehli için cennetin tapusudur. Bunu kazanmak, akan gözyaşlarını dindirmek, aç-susuz biilaç dünyadan bi haber yavruların feryatlarına kulak vermek acılarına ortak olmakla mümkündür. İşte bunun içindir ki ulu Allah diğer ibadetlere bire on verirken, infak-yardımlara (en az 7-10-70-100-700) daha ilerisi sizin mallarınızı kat kat katlar, buyuruyor. Bakara 261. ayet.

Kullar isteyenden, istenmekten pek hoşlanmazlar. Öz evlatlarınız bile üst üste birkaz kez sizlerden isteseler, eh yeter, dersiniz öyle değil mi? Ama ulu Allah tek hacet kapısıdır. Bir kere, on kere değil, bin defa istesen yine verir, yine verir, darılmaz, küsmez, hatta istemeyeni hiç sevmez, isteyeni çok sever. Çünkü istememek minnet, ihtiyaç duymamaktır. Bu ise inkâr, küfür alametidir. Niye, herkes Allah’a muhtaçtır. Zengin-fakir herkesin tek varlık kapısı Hz. Allah’tır.

*

Gerçek manada cömert zenginler öldükten sonra da hayırlarının devam etmesi için tarih boyunca devam eden han, hamam, cami, köprü, çeşme, hastane, aşhane, hayvan barınakları, yollara konaklama yeri kervansaraylar gibi köklü vakıf eserleri yaptırmışlar, böylece dünyada namların, adlarının, şanların ahirette cenneti âlâda ebedi saadete erişmek mutluluğuna kavuşmuşlardır.

İnsanların en yücesi peygamberler, peygamberlerin en yücesi ise 3 gün aç kaldığı halde lokmasını kendisi aç iken fukaraya verebilecek kadar cömert olan ve ulu Allah’ın övdüğü Hz. Muhammed SAV. ve onun bu özelliğini ve güzelliğini devam ettiren, sahavetli, cömert, mümin zenginlerdir. Allah’ın ve rusulüllahın en çok sevdiği müslümanlar; cömertler, hiç sevmediği-nefret ettiği kişiler ise; cimri, pinti, varyemez ve kimseye yedirmez olanlardır. Cimrilik malı yitirir, bitirir, faydasız hale getirir. Cömertlik malı, sevgiyi çoğaltır. Dua ve sadaka belaları, kazaları önler, malı canı korur.

Yazımızı bir hadisi şerif ile noktalayalım:

Cimri, pinti kişi ibadetçi de olsa cehenneme girecektir. Çünkü cennetten uzak, cehenneme yakındır. İman ehli cömertler ne kadar günahkâr olsalar da cömertlikleri nedeni ile yüce Allah onların tevbelerini kabul eder ve onları cennete koyacaktır.