Defalarca filmlere senaryo olmuştur “Keriz silkelemesi” olayları.

Demokrasiye yeni geçildiği 1950’ler sonrası..

Saf Anadolu tiplemesinin, yani gariban emekçinin, iş bulmak için İstanbul’a gelişi, kapı kapı dolaşırken uyanıklar tarafından kandırılıp soyulmasını hikaye eder “keriz silkelemesi” senaryosu..,

Bu son yaşananlar ise, ne 1950’lerin başında Sülün Osman’ın Galata Köprüsü’nü, ya da Saat Kulesi’ni saftirik garibana satışı ve ne de Haydarpaşa Garı önünde bekleşen Anadolu’dan gelmiş saf köylü delikanlıya karşı düzenlenmiş bir “Keriz silkelemesi” dir.

Bu son yaşananlar ayrı bir öyküdür ve ayrı bir soyulma faciasının son versiyonudur…

Her yol dolara çıkmaktadır bu son yaşananlarda…

“Dolara nasıl diz çöktürüldü?” sorusunun yanıtını Hazine ve Maliye Bakanımız Nebati bey verdi.

Kendisi trikotajcı, yardımcısı merdiven altı çorapçısı olan bakanımız Nebati’nin son açıklaması geldiğimiz noktayı apaçık ortaya koydu.

“ Dolardaki sert düşüşü “Cumhurbaşkanımızın manifestosuyla sağladık. Düne kadar yüksek faiz kesin çözümüdür diyenlere de tokat gibi bir cevap oldu”

Soluklandı ve ekledi;

“Küçük yatırımcıya yazık oluyor. 15 liradan, 16 liradan, 17 liradan dolar alanlar var. Kim bunlar? Büyük finansörler değil. Niye? Biliyor çünkü. Bütün altyapı yatırımlarını tamamlamış bir ülkede, tüm makro göstergelerin pozitif olduğu bir yerde, aklı başındaki bir finansör Türkiye’de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir.”

Çok haklı sayın bakan(!)

“Krizi ne büyük finansörler çıkardı, ne dış güçler” demek istiyor.

Hiç olmazsa, dış güçleri devreden çıkarmış.

Ülkemizde tüm altyapı yatırımları tamamlanmış…(mış)

Makro göstergeler pozitifmiş.(miş)

Aklı başındaki finansör “dönen dümenleri” bilir. (miş.)

Sadece “garibanlar” en alt sırada mevzilenmişler.

Peki bu kur-döviz silkelemesinde kime ne olmuş?

Buyurun sayın trikotajcı bakanımızın sözleri kime yönelik kulak kabartalım:

“Çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Her zaman olduğu gibi. Küçük yatırımcılara eziyet ettiler. Şimdi de kara kara düşünüyorlar. Yükselirken feryat edenler düşerken de feryat etmeye başladılar. Niçin bu kadar hızlı düşüyor... Ben yükseltmedim, ben de düşürmedim. Piyasa kendi kendine düşüyor. “

Yalandan kim ölmüş ki?

Madem bakanımız buyurdular, doğrudur elbet.

Merkez Bankasının arka kapısında mevzilenenler kimler?

Sayın bakandan tıs yok…

Saray’ın efendisinden ise keza…

Peki arka kapıdan dolarları 18 liradan satanlar bilinmiyor mu?

Kesinlikle belli ve biliniyor.

Ama önemli olan fakir fukaranın minnacık tasarruflarına göz dikmek…

“Garibanı silkelemek…”

Enayi sanıyorlar bu fakir fukara takımını…

Bekleyin…

Onların da konuşacağı günler olacak.

Sandık görünmeye başladı bile…

“Keriz silkelemesi” geride kaldı artık..

Sıra “Sandık silkelemesi” nde…

Biraz daha sabredin, göreceksiniz.