Paralel Devlet tartışmalarının üstüne, Merkez Bankasının faiz artırımı bütün ağırlığı ile oturdu.
Sıcak ve heyecanlı tartışmaları yaşamaya hazır olalım. Fakat önce sade vatandaşı daha fazla ilgilendiren, sıcak tartışmaların unutturur gibi olduğu Kuru Fasulye ve onları takip eden, patates ve pirinçteki ani fiyat artışlarında spekülasyon yapıldığının belgelerle ortaya çıkışına göz atalım.
Belgeye gerek olmadan da bilinen şeydir. Tarihi de eskilere dayanır.
Hatta yağmur duaları ile paralelliği vardır.
Ani fiyat yükselişi; gümrük vergisinin sıfıra indirilmesi, alınacak tedbirlerin Bakanlık tarafından açıklanması ile düşüşe geçmiş durumda.
Enflasyon oranının daha yüksek olarak yeniden açıklanışı, faiz oranlarının yükseltilişi, yeniden Kuru Fasulye, Patates ve Pirince yansır mı? Veya daha başka nelere yansır? Zaman gösterecek.
Bu sıcak gelişmeleri hasretle beklenen yağmur ve kar ne kadar soğutur? Bilemem ama faydalı olacaktır. İnşallah olumlu bir şekilde devam eder de barajlarımız dolar ve de çiftçimiz sevinir.
* * * *
Yağmur duaları çocukluğumuzda daha çok olurdu.
Bizim neslin nüfus cüzdanlarında ekmek karnesi verildiğini belirten damgalar vardır. O yüzden büyük, küçük insanların gözü; gökyüzündedir; yağmur beklerler.
Türkiye’nin bu günkü haritaları ile 50 sene önceki haritalarını bir araya getirip karşılaştırırsanız; baraj gölleri ve orman bakımından çok büyük farklılık görürsünüz.
Çorum-Samsun karayolunun ilk 10 km’lik kısmı günümüzde güzel ormanlık arazinin ortasından geçer. 60 sene önce oralar çalılarla kaplı, yeşilliği olmayan arazilerdi.
Türkiye son 40 yıl içinde baraj gölleri ve orman bakımından aşama yapmıştır.
Yaz kış yağış farkı azalmıştır.
Buna rağmen yağışlar gecikmiş, yağmur duaları camilerimizde, televizyonlarımızda dile getirilir olmuştur.
Şükredilecek taraf; fazla gecikmeden yağmur ve karı, cömert Allah’ımın vermiş olmasıdır.
Ülkemizde ve komşu ülkelerde olumsuzlukların yaşandığı bu günlerde hiç olmazsa böyle sevindirici bir olayı konuşup yazabiliyoruz.
* * * *
Gelelim başlığa aldığımız dua ve bedduaya.
Yazımızın genel havasından daha önceleri yağmur duasına muhtaç yılların çok yaşandığı açıkça anlaşılıyor.
O zamanlar çocuklar mahallenin sokaklarında çeşitli oyunlar oynarlardı.
Hava bulutlanıp, hafif bir çise görüldüğü zaman, yağmur almayan bir yere toplanıp;

Yağmur yağsın sel olsun!
Evimizin önü göl olsun!
Tüccarların gözü kör olsun!
Ver Allah’ım ver!
Sellice, suluca bir yağmur!

Diye koro halinde bağrışırdık.
Burada beddua edilen tüccarın stokçu olması lazım.
Yağış kıtlığını; o zaman da stokçunun istismar ettiğini, çocuk kafamızla bile bildiğimiz açıkça anlaşılmıyor mu?
En güzel günler sizlerin olsun.
30.01.2014