1960’larda tek kanalla yayın yaparak hayatımıza giren televizyonla birlikte, hayatımızda nelerin değiştiğini hepimiz yaşayarak öğrenmiş bulunuyoruz.
1990’larda “çok sesli koro” olarak yayınlarına devam eden özel kanal televizyonlar hayatımızı nasıl yönetir oldu, buna da yaşayarak şahit olmaktayız.
Peki bu durumdan çocuklar (dolayısıyla çocukların, ailelerin ve ülkenin geleceği) nasıl etkilenmekte acaba?
Evimize televizyon alırken bir buzdolabı, bir çamaşır makinası ya da herhangi bir mobilya almadığımızın ne kadar bilincindeyiz acaba?
Son günlerde şunu sıklıkla duyar oldum: Biz nasıl oldu da bu kadar değiştik? Biz nasıl böyle bir toplum olduk?
Grup Vitamin’in bir şarkısını hatırlıyorum: Televizyon altı kanal oldu/Bizim oğlan bir tuhaf oldu/Her gün televizyon seyretmekten/Rengi sararıp soldu/Bizim soluk benizli oğlan/Düzelmeyecek gibi/Ne zaman reklamlar başlasa/ Tavana vuruyor gibi…
Bugünse, uydulu, kablolu binlerce kanaldan bahseder olduk.
Altı kanalla rengi sararıp solan çocuklar, bugün esrarın, eroinin pençesinde can vermekte. Ailelerde boşanmalar, ihanetler, cinayetler aldı başını gidiyor.
Nereye kadar gidecek bu durum? Toplum böylece tamamen çözülüp parçalanıncaya, tüm değerler elden gidinceye kadar mı?..
1Kasım 2008’den itibaren Fransa, “Üç yaş altı çocuklar için televizyon zararlıdır” uyarısı çıkarmaktadır. Peki Türkiye’de durum nedir? Yumurcak TV ile başlayan çocuk kanalları kervanına kısa sürede pek çok yenileri eklendi. Hatta TRT de “TRT Çocuk” kanalını kurarak bu kervan içinde yerini aldı. Yani çocukları televizyon başına çekecek onlarca alternatif kanal…
Peki çocukların televizyonla ilişkisi nasıl olmalı? Hangi yaşta, kaç saat televizyon seyredilmeli? Televizyonun çocuk psikolojisi ve gelişimine etkileri nelerdir? Ebeveynler, eğitimciler ve toplum sağlığı konusunda karar alma merciinde olanlar bunları ne kadar dikkate ve ciddiye alıyorlar?
Fransa’da özellikle ulusal çocuk kanalları ve programları öncesinde, “Üç yaş altı çocuklar için TV zararlıdır” uyarısını koyma zorunluluğunu getirmesinin nedeni ne olabilirdi?
Elbette, bu kararı almadan önce, ülke genelinde bir araştırma yapılmış ve bu araştırma çocuk psikiyatristleri tarafından değerlendirilerek, televizyonun 3 yaş altı çocuklar üzerinde “pasifleştirme, dil öğreniminin gecikmesi, ajitasyon, dikkat eksikliği, uyku problemleri ve bağımlılık oluşturma” gibi olumsuz etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.Bu araştırma sonucuna dayanarak bazı çocuk psikiyatristleri ve uzmanlar 6-13 aylık çocuklara yönelik programların tamamen yasaklanmasını savunuyorlardı. Hatta ünlü Çocuk Psikanalisti Serge Tiseron, bu kanalların çocukları pasif bir seyirci konumuna düşürdüğünü, çocukların yakınlarında bir TV bulundurmanın onların geleceğini riske atmakla eşdeğer olduğunu ifade ediyordu.
Ülkemizde ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Çocuk Hastalıkları ve Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Adnan Yüksel’e göre de; bebeğin sosyal gelişiminde karşılıklı iletişim,beyinde doğru organizasyon için ciddi ehemmiyet arz etmekte; bebeğin jest ve mimiklerine karşılık bulabilmesi son derece önemli bulunmakta. Çocuklarda karşılıklı göz kontağı ile yapılacak iletişimin yerine, cansız, jest ve mimiklere cevap vermeyen, üstelik frekansı çok yüksek görüntü akışı beyin hücre bağlantılarında yanlış organizasyona sebep olmaktadır.
Prof. Yüksel, televizyonun “otizm” üzerinde de etkili olduğunu belirtiyor ve otizmin de içinde bulunduğu yaygın gelişimsel bozukluk grubu hastalıkların geçtiğimiz 10 yılda 10 kat arttığını; geçen bu süre içinde insan geni değişmediğine göre, bunun sebebini çevre faktörlerinin değişmesine bağladığını ifade ediyor. Son 20 yıllık mesleki tecrübesine deyenerek ta,iletişimi olmayan veya zayıf olan, konuşması gecikmiş çok sayıdaki çocukta aşırı televizyon seyretme öyküsünün fazla olduğunu belirtiyor. Bazı olgularda televizyonun yasaklanması sonrası çocukların iletişiminin tekrar başladığına, konuşmanın ilerlemesinin sık karşılaşılan bir durum olduğuna dikkat çekerek, çocuğun 3 yaşına kadar televizyon seyretmesinin uygun olmayacağı, bu dönemde sosyalleşmesi için bile olsa televizyon ihtiyacı olmadığı uyarısını yapıyor. 3-6 yaş grubu çocuklar içinse, eğitici olmak ve günde 1-2 saati geçmemek şartıyla televizyona müsaade edilebileceğini ilave ediyor. 14 Kasım 2013
(SÜRECEK)