Gıda ürünlerinde fiyatlar yüksek olarak görüldüğünde, üretim yetersiz kaldığında aynı çözüm yoluna başvurulur. Yurtdışından satın alınan temel gıda maddeleri tüketiciye ulaştırılır. Fiyat artışlarından etkilenmeyenlerin sesi soluğu çıkmaz. Üreticinin sattığı ürünün kaç kat artarak tüketiciye ulaştığını bilenler çözüm yolunu tartışmaya bile gerek duymaz. Böyle ufak tefek işlerle uğraşacak zamanımız yok.

Gün geldi yurt dışında satılan buğday fiyatları inanılmaz ölçüde arttı. Bizim cahil (?)köylülerimiz dünya buğday fiyatlarının yarısı kadar bir bedelle üretim yaptı. Aynı korona salgınından, kuraklıktan onlar da etkilenmişti. Yapılan yanlışlardan dolayı tarım arazilerinin azalması, girdi maliyetlerinin artması gibi nedenlerden dolayı üretim miktarı azalmıştı. Tüketimi karşılayacak üretim yoktu.

Köylerimizde kuşaklar boyu sürdürülen üretim anlayışında değişmeler olmaya başladı. Güncel konular gibi ilgi görmeyen haberler internet ortamında, televizyonların haber bültenlerinde yer alıyor. Hazır gıdalar yerine doğal ortamlarında yetişmiş organik gıdalar daha çok ilgi görüyor. Sağlıklı beslemenin yolu doğal gıda tüketiminden geçer.

Doğal ortamında yetiştirilen ürünlerin kalitesi tartışılmaz. Diğer taraftan maliyetlerin yüksek, üretimin az olması fiyatların yüksek olmasına yol açıyor. Sonuçta tüketiciler zorunlu olarak daha ucuz olan ürünlere yöneliyor. Gıda ürünleriNİN tarlaya sofraya en kısa yoldan ulaştırılması gerekir. Süre uzadığında ürünler besin değerini yitiriyor. Üreticiler zarar ediyor.

Kuraklığın etkisiyle dünya genelinde açlıktan ölen insanların sayısının artacağı vurgulanıyor. Sorunların tartışılması, önerilen çözümlerin uygulamaya konulması önemlidir.

Kurtuluş savaşı yıllarında insanlar ümidini kesmiştir. Yabancı ülkelerin işgallerinden kurtuluşun olmayacağı düşüncesi beyinlere kazanmıştır. O günlerde Toros Dağlarında sabahın ilk saatlerinde Yörük çadırlarında çoban ateşi yanar. Başka yerlerden birer ikişer ateşler yanmaya başlar. Haçlı seferlerini durduran Yörükler, Türkmenler işgalden kurtulmanın umudu olur. Atatürk, tahminlerinde yanılmaz!

Sivil toplum kuruluşları, tarımla ilgili yayın yapan televizyonlar, bireysel olarak sürdürülen çalışmaların ilk sonuçları önemli. Sungurlu’nun Aydoğan köyünde yapılan çalışma ilgimi çekti. Sofralarımızın olmazsa olması olan sebzeler tarlalarda doğal ortamlarında yetiştiriliyor. Şenol Masaloğlu Anadolu’da çoban ateşlerinden sadece biri. Sağlıklı gıdalar üretiliyor. Dileyen tüketici dilediği ürünü tarladan kendisi seçip kendi elleriyle toplayabiliyor.

Benzer örnekler çoğaldığında saman gibi birçok tarımsal ürünleri yurtdışından satın almak zorunda kalmayız. Geçmişte olduğu gibi gıda üretimi yönünden kendi kendine yeten Dünyadaki yedi ülkeden olabiliriz. Pazar yerlerinde, sokaklarda, şehirlerarası yolların kenarında bin bir emekle yetiştirdiği ürünü sesiz sedasız satmaya çalışanlar vardır. Onlardan daha sağlıklı olan ürünleri satın alabiliriz.

Şenol gibi üreticiler desteklenirse sağlıklı gıda ürünlerinin üretimi artar. Büyüklerimiz gibi doğal gıdaları üretilmesi, tüketilmesi sağlıklı yaşamanın ilk adımıdır.