Çekva’ nın bu gezisine eşim Gülten Çenesiz, damadım Bülent Onur, kızım Neslihan Onur ve torunum Efe Onur’la birlikte gittik.
14.05.2014 Çarşamba sabahı saat 07:00’de Çorum’dan yola çıktık. Arabayı şoförümüz Arif Bey kullanıyordu. Kırıkkale Şoförler Cemiyetine 8-10 km kala arabamız arıza yaptı. Çorum’dan başka bir araç geldi ve saat 11’de tekrar yola çıktık. Arıza yapan araç blok kapağını çatlatmış. Arif Bey, “Hiçbir işaret vermedi, her şey normaldi birden bu arıza oldu” dedi. Diğer arabayla saat 16:00 gibi Eskişehir’e vardık.
Ağabeyim İlhan Çenesiz, Hanımı ve kızı İnci’ geziye gelmişti. Benim kızım Mine ve torunum Sinem de bu geziye katıldılar. Oraların meşhur çiğ böreğinden yedik bolca.
Eskişehir, Yunan işgaline uğramış bir şehir. Allah’ın izni, Atatürk’ün gayretleri ve Türk halkının azmiyle bu işgalden kurtulmuş ve Yunanlıları denize dökmüştür.
Eskişehir büyük bir şehir. Fevkalade bir sanayisi var. Sarar başlı başına bir sanayi. Kiremitte de öyle. Kılıçoğlu vb. birkaç firmalar var. Bunların kuruluşları kurtuluş savaşı yıllarında başlamış.
Eskişehir hem zengin hem de çok başarılı bir belediyeye sahip. Porsuk çayı, kokmayı bırakın balıkların yuvası olmuş. İnsanın aklının zor alacağı büyüklükte bir park ve içinde her türlü yaşam var.
Şehir trafiği troleybüs sayesinde bir hayli rahatlamış. Ve 2 yıl önce dünyanın en düzgün ve en iyi çalışma başarı ödülünü almış. Uçaklar çok canlılık katmış ama ürkütücü bir gürültü var.
Bize bu park gezdirilirken 1960 ihtilalinin meşhur Devrim arabası da gösterildi. Bu arabanın her şeyi yerli yapılmış, sadece lastikleri Avrupa’da yapılmış. O tarihlerde Türkiye’ de lastik yapılmıyor. Yan gösterge aynaları yok. Sebep kanun. 1970’den sonra çıkmış gösterge aynaları kanunu.
Devrim arabasının, o çok yazılan benzin koymanın unutulması konusu ise araba zaten çalıştırılamamış, ihtilalin başı rahmetli Cemal Gürsel’ in zoruyla yürütülmüş.
Ben, iyi ki çalıştırılamamış diyorum. Beni yadırgayanları görür gibi oluyorum. Bana göre şayet çalışsaydı devlet ayda 4 araba yapar bir şey yaptığını, üretim yaptığını sanırdı.
Devlet üretim yapamayınca meydan boş kalmış. Rahmetlik Vehbi Koç ta bu boşluğu doldurmuş. Ve Anadol otomobillerini üretmeye başlamış. O tarihte 26.000 bin TL’ye ben de bir Anadol aldım.
Üretim bayağı ciddi idi ve Vehbi Bey üretimi ciddi olarak takip ediyordu. İş her geçen gün kalitelendi ve bu günkü otomobil sanayinin ana temelini teşkil etti. Bu gün Türkiye dünyada hatırı sayılır üreticilerindendir. Başarılarının devamını diliyoruz.
Saygı ve sevgilerimle.