Türklerin Anadolu toprağındaki tarihi yaklaşık 1000 yıldır. Oysa Anadolu’da 12 bin yıl öncesine giden yerleşim yerleri vardır. Anadolu’da Türklerden önce Hitit, Frig, Urartu, Lidya, Yunan, Roma ve Bizans gibi uygarlıklar yaşadı.

Anadolu’da yaklaşık 1000 yıldır, yukarıda adlarını saydığımız medeni milletlerin devamı olan azınlık uluslarla beraber yaşayan atalarımız nasıl bu kadar cahil kalmışlar anlamak mümkün değil!

Cumhuriyetinin, Anadolu’da kurulmuş bilinen 42. uygar ve bağımsız Devlet olduğu söylenir. 21. Yüzyıl dünya uygarlığında maalesef batılı devletlerin egemenliği hüküm sürmektedir.

Anadolu’da bizler, Ortadoğuda Araplar, Asya’da Türki Cumhuriyetleri, Asya’nın güneyinde bütün İslam devletleri çağdaş uygarlığın çok gerisinde kaldık.

Bu hazin durumuzu meşhur Pakistan’lı filozof Muhammet İkbal şöyle açıklıyor.

BATI BU DÜNYAYI GÖRDÜ TANRI’YI UNUTTU,

DOĞU TANRI’YI GÖRDÜ BU DÜNYAYI UNUTTU…

Muhammet İkbal çok doğru söylüyor. Çünkü çok tembeliz. Çünkü okumuyoruz, çünkü yazmıyoruz, çünkü bu dünyada öbür dünya için yaşıyoruz.

Mark Twain diyor ki;

Bir defasında hocama dedim ki, “Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan bir şey kalmadı.” Hocam cevap vermeden önce bir hurma uzattı ve dedi ki;

“Bunu ağzında çiğneyip ye.” Yedikten sonra sordu, “ Şimdi sen büyüdün mü?

“Hayır” dedim. Dedi ki, büyümedin ama o hurma vücuduna dağıldı.

Et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu.

Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor. Bir kısmı kelime dağarcığımı zenginleştiriyor, bir kısmı bilgi ve irfanımı arttırıyor, bir kısmı ahlâkımı güzelleştiriyor, bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuma incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmamı sağlıyor, bir kısmı içimdeki sevgi ve merhameti arttırıyor, düşüncemi sorgulamamı tetikliyor ve olaylar karşısında nasıl davranmam gerektiğini öğretiyor.

Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar.

O kadar çok şeye yarar ki, neye yaradığını söylemek imkânsızdır.

İyi dostlar, iyi kitaplar, bir de huzurlu bir vicdan. İşte ideal hayat budur.

Kusura bakmayın, bir eğitimci olarak batı karşısında cehaletimiz ve tembelliğimizden kaynaklanan geri kalmışlığımız beni çok üzdüğü için sürekli okuma, yazma konusunu gündeme taşıyarak moralinizi bozuyorum.

Birazcık, komik karakter Baaddin fıkralarıyla gönlünüzü almak istiyorum.

1-Evde internet kesilince salona doğru gittim. Bir çocukla karşılaştım.

Kardeşimmiş, sarılıp, ağlaştık.

2-Anneme göre dışarıdaki bütün insanlar katil, sapık, tinerci.

Hepsinin tek hedefi var, o da ben.

3-Kar yağınca bütün mikroplar ölür diyorlar. İyi misin?

4-Rüyamda 3. Köprü inşaatında çalışıyordum. Kendi rüyamda bile ameleydim.

Bu nasıl fakirliktir Yarabbi?

5-Dünyada en adaletli dağıtılan şey “Akıl” sanırım. Zira, kimse bana az gelmiş diye şikayet etmiyor.

6-Anneme “Anne ben evlatlık mıyım?” dedim. “Öyle bir şey olsa seni mi seçerdik?” dedi. Haklı kadın!

7-15 cm. topukla bütün gün dolaşabilen, bir saat makyaj yapan ve çocuk doğurabilen bir türle tartışıp haklı çıkacağını sanmak biraz saçmalık.

8-Bir kadının içi güzel olsun. Gerisini kozmetik sanayi halleder.

Çorum Lisesi 1963 mezunu arkadaşlarım, 12 Mayıs Cumartesi günü saat 10.00’da 55. mezuniyet yılımızı kutlamak üzere Çorum lisesinde toplanacağız.

Duyduk, duymadık demeyin!

21 Şubat 2018