“VATAN MÜDAFAASINI TÜRKLERDEN ÖĞRENDİK”
Bu savaş İngilizlerin harp tarihlerinde en çok yenilgiyi Türk milletinden aldıkları savaşların en çetinidir.
Avusturya-Türkiye dostluk grubu başkanı alan J. Campbell, Avustralya’da yaptırılan dostluk çeşmesinin açılışında yaptığı konuşmada, Gelibolu seferinin önemini belirtiyor. “5 milyon nüfusu olan ülkemizden 500 bin askerimiz kendi komutanlarımızın emrinde ama İngilizlerin başkanlığında ilk defa bir savaşa katılmışlar, binlerce can vermişler. Bu harpte millet olmanın, devlet olmanın becerisini kazanmışlar. Canlarına bedel, geriye millet olmanın vatan müdafaasının önemini Türklerden öğrenmişlerdir” diyor.
“BURADA DOST BİR VATANIN TOPRAĞINDASINIZ”
Büyük devlet adamı, büyük asker Mustafa Kemal Paşa, Çanakkale savaşlarının hemen sonrasında Türk milletinin barış severliğini şu sözlerle ifade ediyor:
-“Bu millet asla savaş istemeyen, yurtta sulh, cihanda sulh isteyen bir millettir.
-Düşmanına bile merhamet eden bir millettir. Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar (Anzak ölülerine hitaben) burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içerisinde uyuyunuz. Sizler öz vatanı için seve seve kanını veren Mehmetçiklerle koyun koyunasınız. Karşı karşıya çarpıştınız. Yan yana öldünüz ve kucak kucağa yatıyorsunuz.
-Uzak diyarlardan dilini dişini bilmediğiniz, tanımadığınız insanlarla harp etmek üzere evlatlarını buralara gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içerisinde uyumaktadırlar. Onlar bize karşı çarpışmış olsalar da, burada ölmüşler ve bizim evlatlarımız olmuşlardır. Yaşasın sulh, yaşasın selamet, yok olsun harp, gelsin huzur.
İşte Türk milleti savaşta canını verirken, sulh için selamet için düşmanını bile incitmez.
ÇIPLAK AYAKLI TÜRK ASKERİNE ZEHİRLİ DEMİR!
Anzak askerlerinin anne ve babalarına yazdıkları mektuplar, müzelerde sergilenmektedir. Türk askerleri için övgü dolu sözlerle anlatmaktadırlar.
-Düşman uçaklarının 3 ayaklı zehirli demirleri Gelibolu yarımadasına attıklarını, yarısından çoğunun ayaklarında postal olmadığından, o zehirli demirlere basıp zehirlendiklerini, memleketlerindeki ana ve babalarına yazmışlar. Anzakların hırslarından şehit Türk askerlerinin başlarını kesip hatıra olarak evlatlarımıza övüneceğiz diye yazan askerlere yüce Türk askeri, Anzak askerlerinin yaralılarını sırtlarında revirlere taşıdıklarını da utanmadan yazmışlardır.
Türk askerlerinin alicenap bir milletten olduklarını anlayınca bir hiç uğruna savaştıklarının farkına varmışlar. İngiliz, Fransız soysuzlarının tuzağına geldiklerini bilmişler ama iş işten geçmiş. Karşılıklı 1 milyona yakın insan can vermiştir.

GEÇİLMEZ ÇANAKKALE
Allah Allah nidaları kaplarken arşı,
Bir destan yazdılar Dünyaya karşı.
Cepheler söylerken şehadet marşı,
Yücelerden bir çığ gibi koptular
Gümbür gümbür zulme vuran kalptiler.

Hakkın rızasını seçti yiğitler
Vatan için canından geçti yiğitler
Sermest olup göğe kanat çırptılar
Gümbür gümbür zulme vuran kalptiler.

Bir karışın bin canla ölçülmez Çanakkale
Yer yerinden oynasa geçilmez Çanakkale
Türk’ün namus mührüdür açılmaz Çanakkale
Yer yerinden oynasa geçilmez Çanakkale

Bu konuda; son söz olarak şunu derim: Gençler, gelecek nesiller Çanakkale ruhu ile yetiştirilmeli. Maddi gücün yanında maneviyatın örnek zaferi olan Çanakkale-Gelibolu her Müslüman Türk’ün bilgilendirilmesi için ücretsiz ziyaretler yaptırılmalı. Özellikle öğrencilere bu kutsal mekan, mekanlar gezdirilmelidir.
Çünkü dünyanın hiçbir mekanında dar bir yerde (çevresi tahminen 50 km.) bu kadar can verilmemiştir. Yaklaşık 1 milyon asker bulunuyor. Resmi rakamı 650-700 bin kişi, yani adım başı can verilmiş demektir. İşte bunun içindir ki, dünyada bir benzeri olmayan bir savaş, bir zafer. Ve diyoruz ki, her Türk evladı bu manzarayı görmelidir diyorum.