“TAARRUZU DEĞİL ÖLMEYİ EMREDİYORUM”
6-7 Ağustos 1915’te düşmanın yüzbinlerce askeri Gelibolu yarımadasına çıkmaya başlayınca, Türk ordusu ile itilaf devletlerinin özellikle İngilizlerin sömürgeleri olan Yeni Zellanda’dan getirdikleri askerlerle (Anzaklar) büyük bir süngü harbi başladı.
Anafartalar grup komutanı Albay Mustafa Kemal, askerlerine süngü tak emri verdi. Artık sel gibi tepelere tırmanan düşman askerlerini gören Mustafa Kemal, askere şu etkileyici konuşma ile hücum emrini verdi:
“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Çünkü başka çaremiz yoktur. Ölümü göze alanların yaşamaya hakkı vardır. Ya şehit, ya gazi, askerlerim ileri...” diyordu.
Bu kutsal emir üzerine yüce Türk askeri yerlerden biten otlar gibi binlerce Anzak askerine karşı koyuyordu. Harp Cönk Bayırında düğümlendi. Cönk Bayırını aşmaları halinde Gelibolu yarımadasını aşıp boğaza ulaşacaklardı. Ama ulu Allah düşmana fırsat vermedi. Bu çatışmada düşman silahından çıkan bir kurşun Mustafa Kemal’in kalbinin üstüne isabet etti. Allah korudu, kurşun kalbinin üstündeki saatine isabet etti ve hayatını kurtardı. 650-700 kişilik 517. Alaya komuta eden Atatürk, “Düşman bomba sırtına kadar geldiğinde askerimiz sırtta konuşlandı. Düşman askerleri ile aramızda 8 metre kaldı. 100 kişilik bir cephe oluşturduk. 50 kişiye emrediyorum koşuyor ve şehit oluyor. Hepsi Allah’ın askeri, kimi Yasin, kimi Fatiha okuyor. Allah Allah tekbir sadaları semaları inletiyor. Ayaklarında ayakkabı yok. 700 askerin 500’ü yalınayak ve malesef 700 askerin 600’ü şehit oluyor. İlahi böyle bir irade görülmedi. Yüzde yüz öleceğini biliyor. Sevgiliye koşar gibi ölüme koşuyor. İşte en büyük asker bizim asker sözüne layık bir davranış sergiliyorlar. Önümde şehit cenazeleri bir tepe oluşturdu. Bu vatan için yağmur suyu seli gibi derelerden kan akıyordu. İşte bu kara savaşlarında 400 bin Anzak askeri, 253 bin Türk askeri (resmi rakam) can verdi. Batılı emperyalist güçleri hırs ve tamahı bu zayiata sebep oldu.”
“TÜRK ASKERİNİN YÜKSEK MANEVİ GÜCÜ KAZANDI”
Çanakkale gezimiz sırasında aldığım notları da okuyarak yazıya aktarıyorum. Atatürk’ün Cönk Bayırındaki anıtı yanında yazılan yazıları okudum. Diyordu ki Atatürk:
“-Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.
-Bu askere imkan verin, imkansızı başarsın.
-Ecdadın temiz kanı ile temizlenin, bu aziz vatanı dünya menfaatleri ile bu toprağı kirletmeyin.
-Bu savaşı askerimin fiziki gücü değil, manevi gücü kazanmıştır.
-Bu savaş mucizelerin en çok gerçekleştiği bir savaştır. Ruhların üstün geldiği savaştır.
-Dünyayı İngilizler, İngilizleri Yahudiler idare ederler.
-Efendiler, Çanakkale savaşları fiziki üstünlükte olanlarla manevi üstünlükte olan ruhların savaşıdır. Bu savaşı Türk askerinin topu tüfeği değil, yüksek manevi gücü kazanmıştır.
Çünkü Cönk bayırında, düşman askeri 10 metre mesafeye kadar yaklaşmıştı. Ben askerime emrediyorum. Koşuyor, şehit oluyor. Öbürleri onu görüyor, görenlere de emrediyorum, hücum diyorum, düşman askerleri tekbir seslerinden ürküyor, şaşırıyor. Hücum edenler de şehit oluyor. Tekrar emrediyorum 700 kişilik 57. alaydan 600 asker şehiden can verdi. Ama 6 binden fazla Anzak askerini de öldürdü.
(SÜRECEK)