Yüce Türk milletinin sarsılmaz azim, irade ve imanının tarihsel belgesi olan Çanakkale Zaferi’nin 107. yıldönümü.

Çanakkale savaşları tarihin en kanlı savaşlarından birisidir. Yok edilmek istenen bir milletin var oluş savaşıdır. Bilinen kadarıyla bir milyona yakın insanın can verdiği (açlık, yokluk, kıtlık nedeniyle ölenler hariç) bir savaştır.

Çanakkale; Avrupa kıtasını Asya kıtasına bağlayan stratejik önemi çok fazla olan en önemli geçit yoludur. Yurdumuzun incisi, dünyanın gözdesi olan güzel İstanbul’u batıdan işgal edebilmek için Çanakkale boğazı ve Gelibolu sırtları en kestirme yolur. 1914’de başlayan Birinci Dünya Savaşı 18 Mart 1918’de Çanakkale Zaferi ile son bulmuş, İstiklal Savaşımız ise 9 Eylül’de Yunan’ın İzmir’de denize dökülmesi ile son bulmuştur. Çanakkale savaşları 259 gün sürmüş, metrekareye 6 bin mermi isabet etmiş, 750 bin düşman askeri, 400 bin Türk askeri harbe iştirak etmiştir.

*

İngilizlerin ve Fransızların komutasında Avusturalya, Kanada, Yeni Zelanda, Anzak sömürge askerlerinin oluşturdukları dev bir ordu ile çarpışılmış. Düşman, 231 harp gemisi, 455 topla Gelibolu Yarımadasında mermi yağmuruna başlamış, dikili ağaç, taş üstünde taş, vücut üstünde baş bırakmamıştır. Cönk Bayırından sel gibi insan kanı akmıştır. 750 bin kişi can vermiş. Resmi kayıtlara göre 253 bin Türk askeri şehit olmuş, 400 bin Anzak askeri can vermiş, Cönk bayırını aşamayan düşman askerlerine ve şehitlerimize mezar olmuştur. Bugün burası zafer abidesi Türk’ün iman gururu, dünyanın en çok ziyaret edilen yeri olmuştur.

*

Çanakkale savaşları aynı zamanda bir mucizeler savaşı, destanlaşan Türk askerinin övünç madalyası olmuştur. Çünkü bu savaş; imanla küfrün, zalimle mazlumun ,emperyalist iki yüzlü batı ile Türk milletinin ölüm kalım savaşıdır. Çünkü; bu savaşta okur yazar bile olmayan, Balıkesir’in o zaman Savran köyünden –şimdi kaza- Seyyid Onbaşı 215 okka 276 kg ağırlığındaki dev top merisini Bismillahi ya Allah deyip sırtlanıyor ve topun ağzına yerleştiriyor. Milim hesaplarla yapılması gereken bu işi Seyyid Onbaşı göz kararı ile topu ateşliyor. Fransızların ünlü savaş gemisi ve 231 gemiye komuta eden, içinde yüzlerce askerin ve tonlarca cephanenin bulunduğu Ocean adındaki en büyük savaş gemisini tam bacasından vuruyor ve gemi sulara gömülüyor ve düşman ordusunun beli kırılıyor. Çanakkale Boğazını denizden geçmek emelleri hayal oluyor ve ondan sonra Gelibolu Yarımadası Cönk Bayırı korkunç kara savaşları başlıyor.

Bu sırada bir mucize daha gerçekleşiyor.

Anafartalar grup komutanı Albay Mustafa Kemal Atatürk’ün sol göğsüne bir düşman mermisi isabet ediyor. Sol göğsünün üzerinde bulunan cep saatine isabet eden kurşun saati parçalayor ve o saat Atatürk’ü ölümden kurtarıyor. Bu ancak bir mucize ile olabilir. Eceli gelmeyen kimse ölmez. Bu olay Türk askerine müthiş bir doping tesiri yapıyor.

*

Bu savaşta Cumhuriyetimizin kurucusu büyük devlet adamı kahraman Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün asil Türk askerleri için söylediği ve bugün Cönk Bayırında levhalaşmış, ziyaretçilerin görüşüne sunulmuş ibret levhasında şöyle diyor:

Bu savaşta kahraman Türk askeri ölüme cennete koşar gibi koşmuştur. Bu asil asker için ölüm diye bir şey yoktur. “Ya istiklal, ya ölüm, ya zafer, ya mezar” haykırışıdır. Cönk Bayırında düşman askeri ile mevzide bulunan askerimizin arasındaki mesafe 8 metreye kadar düştü. Askerlerimizden Kur’an okumayı bilenler Kur’an okuyor, bilmeyenler kelimeyi şehadet getiriyor, Allahü Ekber sadaları gökleri çınlatıyordu. Dillerinde tek kelime vardı: Allah Allah Allah. O anda askerlerime emrediyorum: “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diye hücum emri verdim. Bu kutsal Türk askeri ölüme cennete koşar gibi koşuyor ve hepsi de şehit oluyor. Cönk Bayırı şehit cesetleri ile set-tümsek oluşturdu. Yüzlerce düşman askeri öldürüldü. Aman yarabbi, cehennemden bir sahne. Efendiler, bu zafer Türk askerinin azim, irade ve özellikle de imanının zaferidir. Bunu görmemek için kör olmak gerek” diyor.

Ey Allah’ın güzel kulları... Şu anda üzerinde hürriyet içerisinde Cuma namazı kıldığımız bu aziz vatan, yüzbinlerce can verilerek, oluk oluk kan akıtılarak böyle kazanıldı ve böyle korundu, düşmandan kurtarıldı ve asil Türk gençliğine emanet edildi. Çanakkale’yi geçilmez yapan Çanakkale ruhudur. Nice savaşlar bu ruhla kazanıldı ve korundu.

Emperyalizmin emelleri hiç bir zaman tükenmez. Daima uyanık olmalıyız. Birlik, beraberlik, kardeşlik bağlarımızı canlı tutmalıyız.

Çanakkale’de şehit olan, gazi olan dedelerimizin azim, iman ve iradesini bu milletin genç dimağlarına yerleştirmeliyiz.

Çanakkale ruhu daima canlı tutulmalı. Tarih tekerrürden ibarettir. İbret almalıyız. Eğer ibret alınsaydı tarih hiç tekerrür edermiydi. Uyanık olmalıyız. Düşmanların tuzağına düşmemeliyiz. Bu vesile ile tüm şehitlerimize, vatan millet için çalışanlara, ölmüş olan gazilerimize, ulu Allah’tan sonsuz rahmetler dilerken, 107. yılında Çanakkale zaferimizi candan kutluyor, rabbim bu millete bir daha böyle destanlar yazdıracak savaşlardan bizleri korusun, dünyaya barış versin diyorum. Amin.