Biliyoruz ki her canlı ölümü tadacaktır. Ölüm anını (yani ruhun teslimini) âlimler ve Allah dostları anlatırken, inanmayan insanlar için şöyle bir misal verirler: Bir bacanın içinden dalıyla yaprağıyla bir ulu ağacın çıkarıldığını ve kökünden söküldüğünü düşününüz. İman etmeyenler için ölüm böyle zor ve meşakkatlidir.
Dualarımızda hep, “3 gün yatak, 4’üncü gün toprak” diye, dua ediyoruz ya ilaveten, “Rabbim bize, bizlere kolay ve güzel ölüm nasip et” demeyi de unutmayalım. Ölüm nimettir. Mümin için güzel ölümün tarifini yapan alimler ve Allah dostları der ki, “Azrail Aleyhisselam bir müminin ruhunu teslim alacağı zaman, ona sevgiyle yaklaşır.”
Ruhun teslimi sonrasında geriye kalan sadece cesettir, o da çürür gider. Ceset çürür, ama ruh ebedi olarak yaşayacaktır. Zaten hesabı verecek olan da ruhtur. Mümin olan ruhlar Allah’ın 8 mertebeli cennetinden layık olduğuna girecektir. Cennetteki en kötü yer ve en kötü anın, dünyada yaşanan en iyi yer ve en iyi andan birlerce kat daha tatlı ve hoş olacağı bildirilmektedir.
Namazını dosdoğru kılanlar, ahlâkı güzel olanlar, Allah’ı görür gibi yaşayanlar, İslam’ı Kur-an’a göre yaşayanlar, tövbe edenler, Allah’ı çokça zikredenler, insanlara hizmet edenler, çalışanlar, üretenler, fakiri yetimi gözetenler, kul hakkından korkanlar, düzgün vasiyet yazanlar, mirasını hakkaniyetle dağıtanlar için ruhun teslim anının, tereyağından kıl çekme gibi olacağı rivayet edilmektedir.. Veli’nin ruh teslimi ise, çayda şeker erimesi olarak rivayet edilir.
Ölüm inananlar, iman edenler, İslam’ı yaşayanlar için bu kadar kolay ve meşakkatsizdir. Hatta bazı alimler, bazı durumlara bakıp, “yerin altı üstünden daha evladır” derler.
Her ne kadar ölüm neticesinde ceset çürüyüp gidecek, cesette bir şey yok, mühim olan ruh deniyorsa da, biz aile büyüklerimizden, “insan ölünce, kabrinde kafası sağa doğru çevrilir ve o yönde bir pencere açılır ve açılan o pencereden insan cenneti seyreder” denirdi.
Mezarımız güller sümbüller içinde olur inşallah. Yüce Allah bazı kullarına akıl, zeka, bilgi, iyi ahlak, fazilet, cesaret ve edep gibi vasıflar bakımından diğer bazı insanlardan daha çok lütufta bulunur. Talihin güzelliği de insanlar için ayrı bir lütuftur. (Hikmetinden sual olunmaz Rabbimizin) Geride güzellikler bırakabilmek önemlidir. Şeyh Edebali Osman Gazi’ye nasihatinde şöyle der; “…Hayvan ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır…”
Müminlerin ruhlarının benzeri yeşil kuşlar olup berzah aleminde bölük bölük uçarlar. Haftada bir defa da dünyaya gelip giderler.
Elveda yalancı dünya, merhaba ebedi alem.
Bu yazı Allah rızası için yazılmış olup, rahmetlik, cennet mekan Erzurumlu İbrahim Hakkı efendinin “Marifetnâme” ve muhterem Hacı Hafız Mehmet Dumlu efendinin “Batmayan güneş, devam eden gölgeler” isimli eserlerinden faydalanılmıştır.
Saygı ve sevgilerimle.