Cami demek, Arapça bir kelime olmakla beraber, tamamen Türkçeleşmiş olan bir kelimedir. Toplayan, birlik ve beraberliğimizi sağlayan, kaynaştıran, bir araya getiren, müminlerin arasındaki ayrılık, gayrılık, sencilik, bencilik gibi ayırımcılığı engelleyen, insanların yaratılış amacı olan ulu Allah’a topluca ibadet edilen, dünyevi ve uhrevi sorunlarımızın anlatıldığı, çözüm yollarının gösterildiği, şu geçici dünyada mutlu olmanın ve ebedi olan ahiret saadetini elde etmek için yapmamız gereken görev ve sorumluluklarımızın Kur’an ayetleri ile anlatıldığı kutsal mekanların adıdır.

Diğer adı ise mescid (Allah’a secde edilen yer) anlamındadır. Mekke’de Kabe ne ise, bütün mescidler, camiler de odur. Yani kutsallıkları aynıdır. Elbette ki Kabe’nin camilerden farklı özellikleri ve üstünlükleri de vardır. Mesela camilerde tavaf yapılmaz. Camide toplu ibadetin sevabı tek başına kılınan namaza göre 27 derece iken, Kabe’de kılınan toplu namazın sevabı 100 bindir. Bunun gibi Kabe’nin bazı farklılıkları vardır.

*

Camilerin genelde çok yönlü fonksiyonları, işlevleri olduğu halde, namaz ibadetinin üstünlüğü nedeni ile cami deyince akla gelen namaz olmaktadır. Çünkü dinimizde namazdan üstün bir ibadet yoktur veyahut en kutsal ibadet namazdır. Çünkü Kur’an’da 80’den fazla ayet vardır. R.SAV. bu bakımdan bilerek ömründe bir vakit değil, bir rekat namazını terketmemiştir. Onun için şu gerçeği hiçbir zaman gözardı etmememiz lazımdır. O da şudur. Bir müminin Allah’a olan inancı ne kadar güçlü olursa olsun, onu koruyan ibadetlerdir. İbadetlerin, özellikle de namazın dindeki yeri insan vücudundaki başın, beyinin ve kalbin yeri ne ise, namazın da dindeki önemi odur. Namaz bu kadar önemlidir.

Namazın en mükemmel yapıldığı yer ise camilerdir. Herkes cemaat olur. Kral olur, belki herşey olur ama ehil yetkili bir imam olamaz. Çünkü imam, peygamber vekilidir. Peygamber A.S. ise yüce Allah’ın elçisidir. Onun için namazın, caminin dindeki yeri işte bu kadar önemli ve kutsaldır.

Yüce Allah’ın camilerin inşası ve imarı ile emrini ve R.SAV.in cami ve namazla ilgili tavsiyelerini dikkatle dinleyelim. Çünkü cami ve namaz bir ibadet olmaktan öte bir inanç konusudur. Yüce Allah Tevbe suresinin 17. ve 18. ayetlerinde buyurur ki; “Allah’a ortak koşan kafirlerin, inançsızların, Allah’ın mescitlerini imar etme yetkileri yoktur. Onların bütün emekleri imansızlıkları nedeni ile boşa gitmiştir ve onlar ateşte ebedi kalacaklardır.

Allah mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazını dosdoğru kılan, zekatını eksiksiz veren, Allah’tan başka kimseden korkmayan kimseler imar eder. İşte hak doğru yolu bulanlar bunlardır. Umulur ki kurtuluşa erenler de bunlardır.”

R.SAV. de buyururlar ki; “Herhangi bir mümin bu dünyada (bülbül yuvası kadar bile olsa) bir cami mescit yaptırırsa, Allah onun için cennette en yüce bir köşk inşa eder” Namaz dinin direğidir. Kim namazını kılarsa dinini yapmış olur. Kim de kasten namazını terk ederse Allah korusun, dinini yıkmış olur. Böylece yüce Allah ve R.SAV. hazretleri caminin ve namazın dindeki yerini belirtmiş ve bizleri en çarpıcı bir şekilde uyarmış olmaktadırlar.

*

Caminin ve namazın önemine, kısaca değindikten sonra kutsal mekanlarımız olan cami adabını, camideki tavır ve davranışlarımızı düzenleyen kurallara bir göz atalım ve cami içi hareketlerimizi bu adaba uygun olarak yapalım ki, namazı dosdoğru kılınız emri ilahiye uygun davranmış olalım.

Nedir Cami adabı? Genel anlamda, camilerimiz, Allahü tealaya ibadet etmek, secde etmek, namaz kılmak, Kur’an-ı Kerim okumak ve anlamlarını öğrenmek, dinlemek, salavat ve tevbe istiğfar etmek gibi ibadetler vs gibi hususları içerir. Toplu halde ibadetleri yapmak için camilerimize gelen değerli müminlerin cami adabına uygun davranmaları gerekir. Camilerin kutsiyetine uymayan hareketler cami kutsiyeti ile bağdaşmaz. Çünkü camiler hürmet ve tazime layık mekânlardır. Normal yaşam mekânlarındaki davranışlar camilerde yapılamaz.

Birinci kural temizliktir. Özellikle fiziki-beden temizliği şarttır. İnsanı rahatsız eden kötü kokular, ter kokuları, aşırı sigara kokusu, çorap kokuları ve benzeri rahatsızlık veren hususlara dikkat edilmelidir.

İkincisi; kesinlikle camilerde haram ve mekruh, çirkin sayılan ibadet dışı konuşmalar haramdır. Özellikle gıybet, dedikodu, yalan, boş sözleri konuşmak haram ve mekruh, kötü işlerdir. Yapılan ibadetin sevabını azaltan hususlardır. Bu gün cep telefonlarının camilerde kullanımı tehlikeli bir hal almıştır. İnsanlar nerede ise namazın içinde bile telefona cevap verecek kadar gafil bir hale gelmiştir. Camilerde herkes telefonla konuşsa ve gelen telefona cevap verseler cami camilikten çıkar, sokağa dönüşür. Bunun için kültürlü, bilgili bir kişinin bunu yapması en azından ayıp ve saygısızlıktır ki, günahtır.

Üçüncü kural; Namaz içerisinde saf düzeni bilinçli bir tavır şarttır. Farzları hoca efendi kıldırırken herkesin mutlaka safta olması gerekir. Safa girmeden köşelerde imama uymak, tahrimen mekruhtur. Yani haramdır.

Dördüncü kural, mazeretleri nedeni ile ayakta namaz kılamayan kardeşlerimiz, ayrı bir safta oturarak veya sandalyede usulüne uygun olarak namazlarını kılarlar.

Beşinci kural; Cami içinde ve namaz kılarken hiç kimse kimseyi sözü ve davranışı ile meşgul ve rahatsız etmemelidir. Herkes rabbi ile başbaşa olmalıdır. Çünkü camiler özellikle namaz vakitleri, dünya değil ahiret, manevi mekanlardır. Camiler meleklerle doludur. İnsanlar camide dünya işleri ile meşgul olur, Allah korusun günah sayılan hal ve hareketler yaparlarsa, melekler camileri terkeder, özellikle pis kokular, soğan sarımsak yiyenlerin kokuları onları rahatsız eder.

(SÜRECEK)