Düşünün, başkanı gitmiş, hocası gitmiş, dönmüş, baba tabir edilen en önemli futbolcuları ayrılmış, lisans çıkartamayacak duruma gelmiş bir takım, ligin başlamasına 4-5 gün kala yaşanan gelişmeler sonrası normale dönmeye başlamış ve böyle bir ortamda çıktığı ilk maçını hem de seyircisiz ve koskoca bir devre 10 kişi oynamasına rağmen 1-0 kazanmış. Bunun başka bir örneği var mıdır bilmem ama böyle bir durumda oynanan futbola değil, sonuca bakmak lazım. Sonuç, harika.

Başa dönüp kriz sürecinde yaşananları tekrar tekrar konuşmaya gerek yok. Artık geçmişi bırakıp bundan sonrasına bakalım. Ancak, kriz sürecinde yaşananlardan da gerekli dersleri çıkartmak lazım deyip 1922 Konyaspor maçına dönelim.

Normalleşme yolundaki camianın moralini yükseltmek ve yaşanan olaylardan sonra özgüven tazelemek adına kazanılması gereken bir maçın seyircisiz olması büyük dezavantajdı. Doğrusu, ben de yaşanan tüm olumsuzluklardan sonra kurulan takımın sahada ne yapacağını çok merak ediyordum.

Karşılaşmanın ilk dakikalarında Konyaspor’un Çorumlu futbolcu Nurettin Çağlar’la Çorumspor kalesini yokladığı bölümdeki oyun beni biraz endişelendirdi ancak dakikalar ilerledikçe oyun dengelendi. Konyaspor maçın genelinde topa daha çok sahip olan ve daha organize atak geliştirmeye çalışan taraftı. Buna karşılık Yeni Çorumspor rakip ceza sahasında etkili olduğu ilk pozisyonda golü buldu. 37.dakikada Murathan’ın kullandığı serbest vuruştan gelen topu önce göğsüyle indiren ardından da ayağının ucuyla kaleye gönderen genç Kıvanç hem Çorumspor’u öne geçirdi, hem de kırmızı-siyahlıların 2.Lig’deki ilk resmi golünü atarak tarihe geçti.

İlk yarıyı önde tamamlayan Yeni Çorumspor 49.dakikada Emrah Uzun’un ikinci sarıdan kırmızı kartla oyundan atılması üzerine 10 kişi kalınca haliyle endişeye kapıldık. Bence, ikinci sarı çok ağır oldu. Hakem burada resmen eyyam yaptı.

Çorumsporlu futbolcular kalan sürede olağanüstü bir performansla oyunu kilitleyip Konyaspor’a gol şansı tanımazken, ani ataklarda yakaladıkları önemli fırsatları ise değerlendiremediler.

Sonuç itibariyle, tüm olumsuzluklara rağmen alınan 1-0’lık galibiyet altın değil, elmas değerindedir. Böyle bir ortamda futbola değil, sonuca bakmak lazım.

Ha, eksikler yok mu? Dünya kadar. Hazır olmayan birçok oyuncu var. Bahri Hoca da zaten bu noktada sitemini dile getirdi. Sezon bitince bizim futbolcular tatil moduna girip antrenman yapmıyorlar dedi. Çok doğru. Maalesef genel anlamda bizim Türk futbolcular sadece transfer döneminde profesyoneller. Bu yüzden de ülkemizde yetişen en önemli oyuncular futbolda söz sahibi olan Avrupa ülkelerinde ikinci, üçüncü sınıf takımlarda bile forma şansı bulamıyorlar. Neyse, o bizim işimiz değil. Biz dönelim yine Çorumspor’a.

Bu sezon ilk kez izlediğim Çorumspor’da geçen sezon olduğu gibi yeni sezonda da kanat akınları ön planda olacak gibi.

Hakan Yağmurkaya, Fatih Şerifoğlu, Berat Ali Genç ve Oktay Demircan, Muhammed Rıdvan Özdemir gibi oyuncuların da oynayacak duruma gelmeleriyle oluşacak rekabet ortamının kazananı hiç şüphesiz Çorumspor olacaktır.

Maçta dikkatimi çeken bir diğer husus da, takımın boy ortalamasının düşük olması. Gol her ne kadar yan toptan gelmiş olsa da, boy ortalaması bana düşük gibi geldi.

Grupta ilk hafta maçları tamamlandı. Sürpriz diyebileceğimiz bir sonuç yok. Samsunspor açık ara favori. Son transferlerden sonra Yeni Çorumspor da ilk 5’in en iddialı takımlarından biri oldu. Sezona iyi başlamanın vermiş olduğu moralle bu hafta İnegölspor deplasmanında alınacak puan ya da puanlar geçen sezonki deplasman fobisinin tekrar yaşanmaması adına çok önemli.

Çorum’un dinamiklerinin katılımıyla yapılan toplantı ve ardından Başkan Fatih Özcan’ın Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’la bir araya gelip kırgınlığa son verilmesiyle birlikte negatif hava pozitife döndü. Ahmet Ahlatcı gibi bir devin de ana sponsoru olduğu Çorumspor’da artık umut rüzgârları esmeye başladı. Bu birlikteliği ve güzel havayı kimsenin bozmasına müsaade edilmemeli.