2022 Yılına girdik, şöyle bir bakınca yakın geçmişe ve çevremize, savaşlar, barut kokusu, ölen insanlar canlılar, ormanlar, insanlığın üzerine atılan atom bombaları... Yüreğiniz yanıyor, içiniz acıyor, ufkunuz kararıyor değil mi?

Bu güzelim dünyayı, evreni, cehenneme çeviren, kirleten, yaşanamaz kılan en büyük etken insan diyorsunuz değil mi?

Doğru diyorsunuz yalan değil “İnsan, insanın kurdudur” diye aktarmıştı bilge insan İlhan Selçuk.*

Fakat bir umut var, o da yine bu kadim topraklarda doğup büyüyüp yaşamış insanlar, onun için umut var, ışık var ve gelecek aydınlık olacak.

Bu topraklar; “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” diyen Mevlana’yı;

Bu topraklar; “İncinsen de incitme...dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir...İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Hacı Bektaşi Veli’yi;

Bu topraklar; “Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü...Bir ben vardır bende, benden içeri” diyen Yunus Emre’yi;

Bu topraklar; “Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene” diyen Pir Sultan Abdal'ı;

Bu topraklar; “Şu âlemi yaratan bir/ Odur külli şeye kâdir/ Alevi Sünnilik nedir/ Menfaattir varvarası” diyen ve yine “Beni hor görme gardaşım/ Sen Altınsın ben tunç muyum?” diyebilen Aşık Veysel’i;

Bu topraklar; “Gönülden gönüle bir yol vardır görülmez...Kötü insanların türküleri olmaz” diyen Neşet Ertaş’ı;

Bu Topraklar; “Bütün aşklardan yücedir, insanın insanı sevmesi...Almış ele arsızlığı/ Baştan başa yersizliği/ Bilmem neden hırsızlığı/ Yapan değil bilen zalım” diyen Aşık Mahsuni Şerif’i;

Bu topraklar; “Sana düşman/ Bana düşman/ Düşünen insana düşman/ Vatan ki/ Bu insanların evidir, sevgilim/ Onlar/ vatana düşman...Dört nala gelip Uzak Asya’dan/ Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan/ Bu memleket bizim...Kapansın el kapıları/ Bir daha açılmasın/ Yok edin insanın insana kulluğunu/ Bu davet bizim...Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ Ve bir orman gibi kardeşcesine/ Bu hasret bizim” diyebilen Nazım Hikmet’i;

Bu topraklar; “Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin” diyen Ahmet Arif'i;

Bu topraklar; “Ferman padişahın dağlar bizimdir” diyen mertlik ve yiğitliğin sembolü Dadaloğlu’nu, ve yine “Delikli demir çıktı mertlik bozuldu” diyen mertlik ve yiğitliğin sembolü Köroğlu’nu;

Bu topraklar; “Güzel sever diye isnad ederler/ Benim Hak'tan özge sevdiğim mi var... Ağacın eyisi özünden olur/ Yiğidin eyisi sözünden olur... Karac'oğlan eğmelerin/ Gönül sevmez değmelerin/ İliklemiş düğmelerin/ Çözer Elif, Elif deyi... Üryan geldim gene üryan giderim/ Ölmemeye elde fermanım mı var...Üç derdim var birbirinden seçilmez/ Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm” diyen aşk ve sevgi çağlayanı Karacaoğlan’ı;

Bu topraklar; “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır” diyen Yaşar Kemal'i;

Bu topraklar; “Yurtta ve dünyada barış...Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir; ilmin ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan sapmaktır." diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştirdiyse...

Bu kadim topraklarda kin, nefret, kan ve gözyaşı yeşeremeyecek, yaşam bulamayacak, er geç tüm olumsuzlukların ötesinde bahar gelecek, er geç barış, sevgi, kardeşlik ve aşk egemen olacak, bu kadim “ve ipek bir halıya” benzeyen kutsal topraklarda.

Barışı, kardeşliği, sevgiyi yükselteceğimiz, yücelteceğimiz bir yeni yıl olması dileğiyle. Herkese mutlu yıllar diliyorum.

*”Homo homini lupus” bir latin atasözü kaynağından aktaran İlhan Selçuk.