“Denizi geçip çayda boğulmak” … Büyük güçlükleri aşıp, önemsiz bir engele takılarak yenik düşmek anlamında kullanılan bir deyim… Bu deyim Yeni Çorumspor’un Kırklerispor yenilgisine bire bir uyuyor. Zaten o yüzden de dünkü gazetemizde maç başlığı olarak kullandık.

Gerçekten de öyle değil mi? Şanlıurfa’yı saymıyorum, sen tut İnegöl, Sancaktepe, Zonguldak’ı, Hacettepe ve Sarıyer gibi grubun güçlü takımlarını deplasmanda yen, evinde ligin en iyi takımından biri olan Samsunspor’u resmen ezerek devir, sonra git bu sezon sahasında sadece bir kez kazanan Kırklarelispor’a hem de pozisyona giremeden 2-0 yenil. Olacak iş mi şimdi bu? Buna, “Denizi geçip çayda boğuldu” demeyelim de ne diyelim?

Samsunspor maçındaki Çorumspor nerede, Kırklarelispor maçındaki Çorumspor hangi takım? Arada siyahla beyaz, geceyle gündüz kadar fark var. Samsunspor’u eze eze yenen Çorumspor’u ayakta alkışladık, şapka çıkarttık. Ama Kırklarelispor maçındaki Çorumspor’u sadece forma renginden dolayı tanıyabildim. Bir takım bir haftada bu kadar mı değişir? Bu sezon, bu kadar çok top kaybının yapıldığı başka bir maç hatırlamıyorum. Uzatmalarla birlikte koskoca 96 dakikayı pozisyona giremeden tamamlamak 1.Lig’e yükselme mücadelesi veren ve hele de kendi liginin yıldızlar topluluğu denen Samsunspor’u eze eze yenen bir takıma hiç yakışmadı.

Samsunspor galibiyetinin hiçbir önemi kalmadı bu yenilgi sonrası. Doğrusu, büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Lider Manisa’nın ve Play-Off yarışındaki en önemli rakiplerinden Sancaktepe’nin puan kaybettiği haftayı puansız kapatmak olmadı, hem de hiç iyi olmadı.

Her şeye rağmen, bu takım beklentilerin üzerinde bir performans sergileyerek ilk yarıyı hem de kimsenin beklemediği bir şekilde 4.sırada kapattı. Bu yüzden, yönetim, teknik heyet ve futbolcuları ayakta alkışlıyoruz. Daha iyisi olabilir miydi? Elbette olabilirdi. Abartı değil, bu takım ilk yarıyı lider bile bitirebilirdi eğer şu çayda boğulma durumları olmasaydı.

Uzun lig maratonunun yarısı geçildi. Dediğim gibi, bu takım beklentilerin üzerinde bir performans sergileyerek göğsümüzü kabarttı. İkinci yarı çok daha zorlu geçecek, bu kesin. Mevcut kadro ikinci yarı için yeterli mi derseniz, bence değil. Mutlaka takviye yapılması lazım. Ama nasıl olacak bilmiyorum.

Başkan Fatih Özcan, içerideki futbolcuların alacaklarını ödemeden takviye yapmayacaklarını söyledi, ki bence de en doğrusu bu. Ama madem bu takım 1.Lig’e çıkacak, o zaman takviye şart. Bu noktada, şehrin artık üzerindeki ölü toprağını atması lazım. Gerçi, bu takım Samsunspor maçından sonra Federasyon tarafından lime lime doğranırken bile kimsenin sesi çıkmadı, para nasıl çıkacak bilmiyorum. Bu konuda da umudum yok açıkçası.

İş yine dönüyor, dolaşıyor, Fatih Özcan’a dayanıyor. Zaten Çorumspor Fatih Özcan, birkaç arkadaşı, bir kesim taraftar ve gazeteciler hariç kimsenin umurunda bile değil. Bunu Başkan da geçtiğimiz hafta içerisinde söyledi. Ha, olur da bu takım şampiyon olursa da, kutlamalarda kimler kimler havasını atar, boy boy fotoğraf çektirir, aklınız şaşar.

Maalesef bu memleketin kaderi bu. Her alanda olduğu gibi, sporda da sahipsiz. Fatih Özcan Çorumspor’un değil de başka bir şehirde, başka bir takımın başkanı olsaydı, emin olun heykelini dikerlerdi. Burada da, sanırım bırakıp gittiğinde değeri anlaşılacak. Ha, Fatih Özcan bırakırsa da bu takım paraşütsüz şekilde çakılır, bu kadar net söylüyorum.

Açıkçası, bu sahipsizlik ve vurdumduymazlık benim tüm umutlarımı bitiriyor. Hele, Samsunspor maçından sonra karamsarlığım daha da arttı. Çorumspor lime lime doğrandı da, kimsenin sesi çıkmadı, hala da çıkmıyor. Sanırım, bu takım bu memlekete fazla geliyor.