Şunun şurasında seçime çok az gün kaldı. Geri sayım başladı.  
12 Haziran’da  sandığa gidecek ve kendimizi, ülkemizi dört yıl daha yönetecek partiyi ya da partileri seçeceğiz.
Kuşkusuz, demokrasi tarihimizin ilk seçimi değil 12 Haziran’da yapılacak olan seçim. Ama belki de en önemli seçim  olacak.
Olacak çünkü, son sekiz yılda Türkiye’nin geldiği nokta hiç de iç açıcı değil. Türk insanı ya bu olumsuzluklara devam diyecek, ya da  yol vermeyecek.
Ne olursa olsun demokrasiye saygımız var.
Ne olup bittiğini de sandıklar açıldığında göreceğiz…
Ülkemizde o kadar çok emekli var ki…Hatta sandığa gidecek seçmen sayısının önemli bir bölümünü emekliler oluşturuyor. Yalnızca emekliler bir siyasi partiye yüklense o partiyi iktidara taşıyabilecek güce sahip.
O zaman biz de ne yapalım? Öyleyse birazcık açalım  emeklinin durumunu.
Neden mi?
Hepimizin ailesinde bir hatta birkaç emekli var da ondan.
Halleri ise içler acısı.
Hadi gelin onların nerelerde olduğunu hatırlayalım.
Mesela amcam emekli olmuş. Yıllarca çalıştıktan sonra kıytırık bir emekli maaşı bağlamışlar kendisine. Yetmemiş doğal olarak bu para ve ek bir iş yapmaya kalkmış.
Sen misin ikinci bir iş yapmaya kalkan, sen misin yaşamını bir parça olsun rahatlatmaya çalışan!..
Hemen emekli  amcamın o küçücük gelirinden vergi alıyor.  Sanki kendisi bir şey vermiş gibi. 
Milletvekili emeklilerinin dışındaki her emekliden!  Alınıyor bu vergi. 
Eeeee….benim amcam milletvekili emeklisi değil ama.
Hadi şimdi, normal emekliler, bir kez daha düşünün isterseniz sandığa giderken!..
Gelelim köylülere!..
Köylü dediğin ne yapar?
Bağı var, bahçesi var, tarlası var, eker, biçer, üretir değil mi?
Tarlasına gübre de atar mı?
Atmazsa ekini, ürünü zayıf olur değil mi?
Devlet köylüden, üretimde kullandığı gübre için yüzde 18 KDV alır mı?
Alır ki, hem de nasıl!..
Kimden almaz o KDV’yi? Hangi mallardan almaz?
2004 yılında çıkardığı bir yasa ile;  pırlanta, elmas, yakut, inci ve zümrüt’ten almaz! İktidar ne  demeye getiriyor anladınız mı?
“Ya  bırakın gübreyi, mazotu. Siz de bizim çocuklar gibi  elmas, pırlanta, yakut, inci, zümrüt alın. Ödemeyin KDV’yi”
Hani,  bir yemeğe gideriz de,  şarkı söyleyen ses sanatçısı da  çıkıp ;
“BU ŞARKI FALANCA BEYE GİTSİN” der  ya, 
Bu şarkıda emekli ve köylülere gitsin efendim.
NOT: Yazılarımı okuyarak, eleştiri, duygu, düşünce ve teşekkürlerini  ileten Çorum Haber Gazetesi okurlarına sonsuz saygılarımla…
Her Gününüz Güzel Olsun.