Acılı günler yaşamaya devam ediyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.
1968 yılında Akşehir’de Yedek Subaylığımı yaparken resmi kıyafetle Necdet Tokatlıoğlu’nun konserine gittim. Konserde yanımda Akşehir Garnizon Komutanı Albay oturuyor. Necdet Tokatlıoğlu çok sevdiğim Hicaz şarkısını okumaya başladı..
Bu ne acı bu ne keder, sus kalbim sus artık yeter,
Bu dert ölümden de beter, sus kalbim sus artık yeter..
Hainde merhamet olmaz, zulmünden kimse kurtulmaz,
Sabretmeyen safa bulmaz, sus kalbim sus artık yeter…
Ben de, sanırım coşkulu bir şekilde şarkıya eşlik edince Necdet bey, Albay’a dönerek, “Albay’ım Teğmen’i sahneye alabilir miyim?” dedi. Albay izin verince ben de sahneye çıkarak bu güzel şarkıyı Necdet beyle beraber tekrar okumuştuk.
Necdet beyden sonra Neşe Can bu güzel şarkıyı plağa okuyarak meşhur etmişti.
İstanbul’da görüştüğümüzde, Necdet beye bu anımı nakledince, “Hocam, ben de çok severim bu bestemi. Sizden sonra her konserde bu şarkı istenince mutlaka bir seyirciyi sahneye davet eder, beraber okuruz.” demişti.
Rahmetle anıyorum bestekâr ve ses sanatçısı Necdet Tokatlıoğlu üstadımı.
Yıllar önce, Kadıköy Belediyesi Müzik Gönüllülerinden tanıştığımız bestekâr ve söz yazarı Mustafa Sevilen hocamı gördüm. Elinde bir buket çiçek. “Mehmet evladım, Fortis bankasındaki hesabıma Cayman Adalarından 17,000 TL. telif parası gelmiş, onu almaya gidiyorum.” dedi. Çok sevindim tabii…
Mesam (Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliği) Başkanı Turhan Taşan, “hocam bestelerimden Türkiye’de ayda ancak 40-50 lira telif parası alabiliyorum ama yabancılar hiçbir zorlama olmadan sanatçıların hakkını banka hesaplarına gönderiyorlar” dedi. Yorumu sizlere bırakıyorum.
Rahmetli Mustafa Sevilen üstadın şu güzel sözlerini rahmetli dev adam, büyük bestekâr ve ses sanatçısı Yıldırım Gürses Muhayyer Kürdi makamında bestelemiş.
Mevsimler yas tutup çöller ağlasın, / Ahımla inleyen teller ağlasın,
Mademki sen yoksun şimdi yanımda, / Leylaklar dökülüp güller ağlasın…
Bu aşkın elemi sarmış gönlümü, / Rüzgârlar söylesin bu son sözümü,
Ne çare kaybettim nazlı gülümü, / Leylaklar dökülüp güller ağlasın…
Bilge Özgen üstadı Aşiyan Musiki Merkezinde misafir ettik. Çok sevdiği bir şarkısını okumasını rica edince, sözleri İlter Yeşilay’a ait şu güzel Hicaz şarkısını okumuştu.
Dediler zamanla hep, azalırmış sevgiler,
Olsun bana seninle geçen yıllarım yeter,
Nasıl olsa her şeyin zamanla sonu yok mu?
Ömür dediğimiz şey küsecek kadar çok mu?
Melihat Gülses hocamız bir konserde sözleri Feyzi Halıcı’ya, bestesi Çinuçen Tanrıkorur’a ait şu muhteşem Kürdilihicazkâr şarkıyı okudu.
Şavkıması sana doğru yolların / Sana doğru denizlerin çağrısı,
Çırıl çırıl ötelerde bir güzel, / Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim..
Vurdum tellerine seni sazımın; / Sende anahtarı alın yazımın,
Yağmur yağmur serpil yalnızlığıma, / Günaydınım, narçiçeğim, sevdiğim…
Şarkı sonunda, “sevgili müzikseverler bu güzel şarkının söz yazarı aramızda” dedi. Feyzi bey (SHP Milletvekili Emrehan Halıcı’nın babası) ayağa kalkarak bizleri selamladı. Konser sonunda Feyzi bey kolunda bir bayanla çıkarken, önüne geçtim,
“Feyzi bey üstadım, Akşehir’den Teğmen Mehmet saygılarını sunar.” diyerek elini öptüm. Beni hatırladı ve yanındaki kızına, “kızım ben çok eski bir dost buldum, biraz müsaade et, konuşalım” dedi. “Mevlana İhtifalleriyle” Mevlana’yı bütün dünyaya tanıtan güzel insan Feyzi beyle 15 dakika muhabbet ettikten sonra ayrılmıştık.
8 Haziran 2016