Askerlik anılarını anlatırken, övüneceği şeyleri olmayan yok gibidir. Çünkü askerliğin ilk günleri acemilikle geçer, ama siz askerliğinizi bir devre yapınca bölükteki ilk tertip terhis olur, yeni acemi tertip gelir. Onlara göre usta pozisyonuna geçersiniz; övünülecek olaylar oluşmaya başlar.
Ankara’da 6 ay okul dönemini tamamladıktan sonra kurada Kırklareli 109. Piyade Alayı’nı çektim. Alayda da bana servis bölük takım komutanlığını verdiler. Bölük komutanımız kısa bir süre sonra binbaşılığa terfi ederek ayrıldı. Benim için de pek işe yaradığımın söylenemeyeceğini anlatmış; “Keşke yedek subayların yerine astsubay verseler, servis bölüğü alayın en sorumlu bölüğüdür” demiş.
Sonra Kurmay Yüzbaşı Hüsamettin Sevengül geldi. Geldiği günün ertesi alayın teftişi vardı.
Bölüğümüze bağlı 2. kademenin 6 jeep 30 GME kamyonu vardı. Jeeplerden iki tanesi, kamyonlardan da 6 tanesi faaldi. Faal olmayanlar içinde de önemli arızası olanlar vardı, ama çoğu aküsüzlükten yatıyordu. Yüzbaşımıza “Faal jeeplerden birini daha devreye sokabiliriz. Faal jeeplerden birisi 2 akü ile çalışıyor, diğerleri tek akülü. 2 akü ile 2 arabayı daha çalıştırsak faal olanların sayısı 3’e çıkar” dedim. Buna, “Teğmen! Adaletin bulunduğu yerde, kin ve nefretten ziyade sulh ve sükun hakimdir. Adaletin bulunmadığı yerde de kin ve nefret hakimdir” karşılığını verdi.
Bu sözlerin arabanın aküsü ile ilgisini anlayamadım. Yeni kumandanla da iyi bir başlangıç yapmamıştık.
Fakat kısa zaman içinde uyumlu çalışmaya başladık.
4. bölükte iyi bir berber er vardı. Ben de ona tıraş oluyordum. Berberin bölüğe kazandırdığı para önemli idi. Biz bir yıllık askerin 31 kuruşluk aylık maaşından 5 kuruş iki yıllık askerin 62 kuruşluk aylık maaşından da 10 kuruş spor parası kesiyorduk. Bölüğün bu konuda aylık geliri 9 liradan ibaretti. Ölçü vermek için aklımda kalan zeytin yağının litre fiyatının 6 lira olduğunu yazmalıyım.
Bir de 5 kuruş yerine 6 kuruş 10 kuruş yerine 12 kuruş kesip de çözülmesi çok zor olan bozuk para ile neden uğraşıldığını hala anlayabilmiş değilim.
Yeni tertip gelmişti. Mutlaka berberimiz olması gerektiğini yüzbaşıya anlattım. Akşam karanlığında bizim bölüğe ayrılan erler geldi. İçlerinde elinde çantası ile bir de berber vardı. Berbere yüzbaşımız, “Hadi bakalım işe beni tıraş etmekle başla!” dedi.
Bizim gariban da terleye terleye yüzbaşıyı bir saatten fazla zamanda zor tıraş edebildi.
Gele gele geldik övüneceğimiz kısma.
Bu kısmı yeni meclisimizi oluşturup, koalisyon kuracaklar iyi okusunlar.
Ben, berberi bulduğu takdirde merdiven altını berber yeri olarak düzenleyeceğime söz vermiştim.
Hurdaya atılmış camekanlar, camlı büyük levhalı çerçeveler vardı. Camekanları merdiven altına adapte ettim. 50 kuruşa satın aldığım cam kesme elması ile camların sağlam kısımlarını kesip çerçevelerini tamamladım. Diğer eksiklere de 135 kuruş harcadım. Kolay beğenmeyen kumandanımız bile keyfe geldi. Kendi eliyle; aynaları, fırçaları vs. yerleştirdi.
Bir şey daha yaptım. Kardeşim İsmet’e yazdığım mektupta, “185 kuruş gibi minik bir parayı cebimden harcayarak, bölüğe berber yeri kazandırdığımı anlatarak övündüm. Şimdi de torunlarıma ve de sizlere yazarak övünüyorum.
Esas övünülecek kısmı atlamayalım. Terhis zamanımız yaklaşmıştı. Yüzbaşı beni odasına çağırdı. Elinde nüfus cüzdanım duruyordu. “Gel sen orduda kal. Marangozluk yapacağım diye ordunun şerefli subaylığı bırakılmaz” dedi ama ben terhis olmak için ısrar ettim.
*
Sayın milletvekilleri…
Kiminiz yeni seçildiniz, kiminiz de tekrar seçildiniz. Hayırlı olsun. Göreviniz hükümet kuruluşuna katkıda bulunup ülkeyi yönetmek. Toplum sizi bunun için seçti. Seçim kampanyası boyunca söylediğiniz ve dinlediğiniz olumsuz konuşmaları unutup, olabilecek şeyleri oluşturup, hükümetinizi kurun. Siz de rahata kavuşun toplum da rahata kavuşsun. Bu sizin göreviniz.
Biz yazdık siz de okuma lütfunda bulunursanız ve de anlarsanız çok iyi olur.
23 yaşındaki İlhan Çenesiz görevi olmadığı halde, imkansızlık içinde bölüğüne berberhane kazandırmaya çalışıyor. İş bittikten sonra kardeşine mektup yazıp övünüyor. Şimdi de topluma ve sizlere övünüyor. Siz de çözün şu işi, günü geldiğinde torunlarınıza ve o zamanın genç parlamenterlerine övünülecek örnek oluşsun.
Yolunuz açık olsun işiniz rast gelsin. Sevgili okuyucularım sizlere de her zamanki gibi; “En güzel günler sizlerin olsun” diyerek yazımı sonlandırıyorum.