Madem ki Atatürk'ün vatanını savunmak için yaptıklarını, “katliam” olarak göstermeye çalışıyorsunuz; o zaman Rahmetli’nin Çanakkale'de yaptığı işleri de sorgulayın.

Çünkü sizin mantığınıza göre; Atatürk, Çanakkale'de de katliam yaptı.

Öyle ya; uygar İngiliz-Fransız devletleri, vahşi Türkleri Anadolu'dan da sürüp çıkarmak için büyük bir sefer düzenlemişlerdi. Mustafa Kemal bunlara karşı ölümüne direndi. Şimdi Kanlı Sırt denilen yerde, Atatürk öyle katliam yaptı ki, insanların kanı buradan Saros Körfezi'ne doğru sel olup aktı.

Çanakkale'de ölen İngiliz'in, Avustralyalının, Hintlinin hesabını da Atatürk'ten sorun.

Nasıl olsa bu millet, söylediğiniz her yalanı, avuçlarını patlatıncaya kadar alkışlıyor ya; fırsat bu fırsat; Atatürk’ü bir de Çanakkale katliamcısı yapın olsun bitsin…

Bay Bülent Arınç bir demeç verip bunun yolunu açsın, Başbakan Erdoğan da arşivini.

Avrupa Birliği, AKP'ye yıldızlı pekiyi verecektir, emin olun...

*     *     *

Ayrıca bu Atatürk sadece Çanakkale'de de katliam yapmadı.

1921'de padişah efendimiz Vahdettin’in dostu Yunanlılar; barbar Türklerin bulunduğu Anadolu'yu ele geçirmek için Polatlı önlerine kadar gelmişlerdi.

Bu katliamcı(!) Atatürk tuttu; halkı kandırdı, onlardan asker düzdü; bu askerle, zavallı Yunanlıları da Sakarya savaşında katletti.

Yetmedi; bir sene sonra da komünist Ruslardan yardım alarak (Haaa.. bak bir de bu tür işleri var bu Atatürk'ün...) Yunan ordusunu Afyon'da bozdu; çoğunu katlettirdi.

Bu konuda Başbakan Erdoğan'dan şöyle bir çıkış bekliyorum; “Ey Kılıçdaroğlu; bu CHP'yi kuranlar; Çanakkale'de dostumuz Batılıları katlettiler. Uygar Yunanlı kardeşlerimizi, Anadolu'nun bu gerçek sahiplerini Sakarya'da, Dumlupınar'da katlettiler, İzmir'de denize döktüler. Ey CHP, bu tarihinizle yüzleşin artık yüzleşin…”

*     *     *

Ve yine ayrıca Sayın Başbakan’dan şöyle bir çıkış da bekliyorum: “Ey benim zavallı Kürt kardeşlerim! Bu CHP var ya bu CHP! İşte bu CHP; 1925'te Kürtlerin büyük şeyhi Şeyh Sait'i de astırdı, ona inananları da katlettirdi. Buradan Kemal Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: Ey Kılıçdaroğlu Şeyh Sait katliamıyla ne zaman yüzleşeceksin?”

*     *     *

Lakin Şeyh Sait de yetmez...

Bir de Bülent Arınç'ın İskilipli Atıf Hoca'sı var.

O mübarek hoca; Yunanlı dost (!) ordular 1919'da Anadolu'ya girdiğinde; bu ordunun hayırlı ordu olduğunu halka duyurmuştu. Ona göre; Yunan ordusu; Padişah Efendimiz Vahidettin'in ordusu sayılırdı. Atıf Hoca, bizi gâvur yapacak şapkaya karşı da kitap yazarak mücadele ettiğinden İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıp, 1926'da idama mahkûm edilmişti. İşte bunun hesabını da sormalı AKP.

*     *     *

Ammmaaa! İskilipli de yetmez; 1930'da Menemen'de bu dinsiz cumhuriyetin yedek subayı Kubilay'ın başını mübarek elleriyle kesen Derviş Mehmet'in de artık hakkı aranmalı.

Sayın Arınç, çok yakın hemşerisi olan mücahit Derviş Mehmed'e de sahip çıkmalı, bağ bıçağı ile subay başı kesen o dini bütün Müslüman'ın hakkını da arayıp, sormalı…

*     *     *

Doğrusu ya; Çanakkale'den başlayarak bunca katliamlar yapan Atatürk'e bu AKP'liler; bu Kürdistancılar; bu paralı patronların paracı yazarları Ahmetler, Hasanlar ne deseler haklılar.

Saldırın aslanlarım; saldırın Atatürk'e...

Sevr Antlaşması'nı çöpe atarak Kürdistan ve Büyük Ermenistan projesini de katleden o değil mi? Saldırın!

Hasta, bitkin, çaresiz, benliğini unutmuş Türk milletini ayağa kaldırarak onu dünyanın saygın ulusları arasına sokan da o Atatürk değil mi?

Vurun gitsin...

*     *     *

Yukarıdaki yazı, Rıza Zelyut’a ait.

Sayın Başbakan’ın, bir başbakana yakışmayan bir üslupla, bugünün koşullarıyla, 1937 ve 1938’li yılları, sorumsuzca eleştiren konuşmasından sonra, ben de aynı konuda bir yazı yazmıştım. 

Yazımı tam gazetelerime göndermek üzereyken, Sayın Zelyut’un bu yazısı düştü ekranıma.

İki yazıyı karşılaştırdım, benim yazım biraz sert geldi.

Siz bu günlük, Sayın Zelyut’un yazısını okuyun, biz söyleyeceklerimizi daha sonra da söyleriz.