18. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT 30 Ocak - 2 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Beylikdüzü TÜYAP’ta açılacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile düzenlenen fuara bu yıl 67 ülkeden 4500 yabancı katılacakmış. Fuara Çorum Valiliği ve Çorum Belediyesi “Medeniyetin Beşiği Çorum” sloganıyla katılarak stand açacakmış.
Biz de İstanbul’dan ÇEKVA ve ÇESİAD olarak fuarda açılacak Çorum Evinde yerimizi alarak güzel memleketimizin tarihi ve turistik değerlerini tanıtacağız.
Bu sene fuarda, görev yaptığım illerin standlarını ziyaret ederken, tanıdığım dost ve arkadaşları, geçen yıllarda, “amca onların hepsi tarih oldu” dedikleri için sormayacağım. .
Geçen hafta Mobil’ci arkadaşım Güven Erdoğan’la Sakıp Sabancı Müzesinde çağdaş sanatın efsane heykeltıraşı Hint’li Anish Kapoor’un sergisine gittik.
Anish Kapoor, toplam ağırlıkları 100 (evet, yüz) tonu bulan dev mermer bloklara, aklın ve havsalanın almayacağı çok ilginç ve çok gizemli şekiller vermiş. Sergi sonunda Güven beye, “Bu Anish Kapoor, bir başka âlemden gelen ve bir başka boyutta yaşayan çok sıra dışı bir sanatçı ” diyerek, şaşkınlığımı dile getirdim.
Daha sonra Beşiktaş’a gelerek, Deniz müzesinde sergilenen Osmanlı kadırga, saltanat kayıkları, çektirileri ve kalyonlarını gezdik. Deniz müzesini çok beğendim.
Müzede Rus ressam Ayvazovski’nin deniz ve gemi manzaralı tablolarını seyrettik.
Müzelerde 65 yaş üstü ihtiyar delikanlı ve ninelerden para alınmaması çok anlamlı bir uygulama. Kültür Bakanlığının, “Müzelik dinozorlar, ancak müzeye yaraşır” diyerek, bizleri günlük hayatın kargaşasından uzak tutmaya çalışmaları büyük incelik!
Geçen Pazar akşamı da Yeditepe Üni.de Dostlar Musiki Topluluğunun Bimen Şen şarkılarından oluşan konserine gittim.
TRT ses sanatçısı Adnan Mungan üstadın yönettiği koroda Bimen Şen’in sözleri Ahmet Fazıl Aykaç’a ait Hüseyni şarkısı gönül tellerimi titretti.
Şimdi bu güzel şarkıyı bilgisayarımda dinleyerek yazıyorum.
Durmadan aylar geçer, yıllar geçer gelmez sesin,
Hasretin gönlümde, lâkin kim bilir sen nerdesin?
Sızlayan kalbim benim ister misin, her dem desin,
Hasretin gönlümde, lâkin kim bilir sen nerdesin?
Yaklaşık 2 saat süren konserden büyük keyif aldım. Üç, dört saati aşan çok uzun konserler yaşlı kuşak müzikseverleri yoruyor. Zaten,bizim yaşlı kuşaktan başka klasik Türk musikisinin dinleyicisi yok. Geçmiş zamanların hayat tarzı ve yaşam temposuna göre bestelenen klasik şarkılar bu yüzden gençlerin ilgisini çekmiyor.
Birkaç fıkra ile devam edelim.
“Gerçek müziksever diye, banyoda bir genç kızın sesini duyduğu zaman anahtar deliğine kulağını dayayana derlermiş.”
Ressam Rafeel, Vatikan’da dini bir resim yapmaktayken iki Kardinal başına dikiliyorlar. Üstelik yapılan resmi acımasızca eleştiriyorlar. Bu sırada Kardinalin biri resimdeki Sen Paul’u işaret ederek: “Yüzü de fazla kızarmış” diyor.
Rafeel, “Kilisenin kimlerin elinde kaldığını gördüğü için yüzü kızardı da ondan “ diye cevaplıyor.
MUTLULUĞUN SIRRI :Bir gün meydanda toplanan halk Eflatun’u (Platon) görünce şöyle bir soru sorar. “Biz ne zaman mutlu olacağız?”
Eflatun şöyle der, “ Ancak, krallar filozof, ya da filozoflar kral olursa!..”
Son yazdığım bir dörtlükle veda edelim.
Zaman durmaz sürekli akar gideriz,
Alemde bir yolcuyuz bakar gideriz,
Olmakta olana da yoktur dahlimiz
Bir lokma ve bir hırka yaşar gideriz…(Mehmet Özata)