“Hitit uygarlığı”, Çorum’un uluslararası referansı, en değerli markası. Çorum eğer “marka kent” olmak istiyorsa, bu “dünya çapında değere sahip” markasını iyi değerlendirmek zorunda. İnsanlık tarihinin ilk yazılı barış antlaşması “Kadeş” ise, Çorum’un “barış, kültür ve sanat kenti” olarak adını dünyaya duyurabilmesi adına en önemli “avantajı”, bir başka deyişle “silahı”…

Yıllardır, Hitit uygarlığının başkenti Çorum’un, sahip olduğu bu tarih hazinesinden gereği gibi yararlanmasını sağlama uğruna nefes tüketip duruyoruz. ÇORUM HABER’in kamuoyu oluşturmasıyla açılan meydana “Kadeş Meydanı” adının verilmesini savunuyoruz, 2019 yılının Kültür ve Turizm Bakanlığınca “Hattuşa Yılı” ilan edilmesini öneriyoruz.

Bu çabalarımız, Çorum kamuoyunda genel bir kabul görüyor, görüşlerimiz benimseniyor, Çorum’un bu değerlere sahip çıkarak “büyüme” yolunda avantajlar sağlayacağına inanılıyor. Ama, Çorum’u yönetenler, tam bir sessizlik içinde, bizim önerilerimizi pek de önemsemediklerini belli ediyorlar. Bu anlayışla Çorum, pek çok şeyi olduğu gibi “Hattuşa”, “Kadeş” gibi marka değerlerini de kaptırırsa, şaşmamak gerek.

Nihayet, iktidar partisi içinden, tam da bizim duyarlılıklarımızı yansıtan bir ses yükseldi. Ak Parti eski İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Çorumluları, Hitit’in, Kadeş’in kıymetini bilmeye çağırdı; “Bu tarih bir başka ülkede olsa, bunu turizme dönüştürerek inanılmaz bir atılım yaparlardı” dedi.

Kültür turizminin Çorum’un kaderini değiştirebileceğini sık sık vurguluyoruz, ama demek ki bizim sözlerimiz ikna edici olmuyor. O halde, bari Metin Külünk’ün sözlerini dinleyin, değerlendirin ve “Bu Mehmet Yolyapar, yıllardır neden böyle çırpınıp duruyor?” diye şöyle bir düşünün!