“En iyi Kızılderili, ölü Kızılderili’dir” diyerek milyonlarca Kızılderili’yi katleden Amerika…

-Hitler’in Yahudi Soykırımı’ndan daha büyük “Kızılderili Soykırımı” yapan Amerika…

-1492’de Amerika’nın keşfinden sonra, milyonlarca Afrikalıyı köle yapan Amerika…

-1865’te köleliğin kaldırılmasına karşın, 1866 yılında kurulan “Ku Klux Klan” örgütü ile siyah katliamına devam eden Amerika…

Ve tüm bunlara karşılık özgürlük kavgası veren, ağır bedeller ödeyerek “yurttaşlık haklarını” alan Amerikalı siyahlar…

Ve de bu hakların alınmasında hayatlarıyla bedel ödeyen siyah liderler…

***

Yine de Amerikalının içindeki ırkçılık ve siyah düşmanlığı yok edilememiştir.

Müzikte ve tüm spor dallarında Amerika adına alınan çok üstün başarılar bile, siyah düşmanlığını söndürememiştir.

Nitekim 25 Mayıs 2020 günü, ABD’nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde George Floyd isimli siyahî Amerikalı, siyah ırka nefret kusan bir polis tarafından bütün dünyanın gözü önünde boğazına basılıp boğularak öldürüldü.

Ve de susmayan siyah halk yeniden ayağa kalktı. Amerika’da ve Avrupa’da büyük protestolarla yeni bir kavganın fitilini yaktı.

Çünkü bu kavga, ötekileştirilmiş ve aşağılanmış kimliklerinin bir kavgası idi.

Çünkü bu kavga, 1600’lü yıllarda “köle” olarak getirilen Afrikalı siyahların, 400 yıldır “ben insanım” diyen bir kavgası idi.

Elbette bu kavga, yalnız Amerika’ya da özgü değildi. Bu kavga tüm ülkelerde, etnik ve inanç kimlikleri kabul edilmeyen tüm insanların ortak bir kavgası idi.

Ve de Malcolm X gibi, Martin Luther King gibi siyah liderler, Amerika’da bu kavganın sesi olmuşlar, bedelini hayatlarıyla ödemişlerdi.

***

Malcolm X (19 Mayıs 1925 - 21 Şubat 1965)

New York kentinin en belalı bölgesi olan Harlem sokaklarında büyüdü. 21 yaşında cezaevine girdi. 7 yıl yattığı cezaevinde İslam’la tanıştı ve İslam’ı seçti.

Hapisten önce bir sokak serserisiyken, çıktıktan sonra Nation Of İslam’ın (NOI) yani “Siyah Müslüman Hareketi”nin en etkili ve en ateşli bir temsilcisi oldu.

Ve de Amerika’da ırkçılığa karşı verilen kavganın unutulmaz bir simgesi oldu.

“Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer istiyorsan, bunları kendin alırsın” diyen Malcolm X, müthiş bir hatipti.

Bir konuşma yaparken kurşun yağmuruna tutuldu. Kaldırıldığı hastanede öldü.

***

Martin Luther King (15 Ocak 1929 - 4 Nisan 1968)

-Genç bir papaz ve Protestan bir din adamı idi.

-Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı verilen kavganın, ilk bayrağını kaldırdı ve bu kavganın efsanevi bir lideri oldu.

Gandi’nin İngiliz sömürgeciliğine karşı uyguladığı, şiddete dayanmayan sivil itaatsizlik felsefesini benimsemiş ve yapılan tüm gösterilerde bu felsefeyi kullanmıştı.

Ve ırksal önyargıyı yıkmak için şiddet içermeyen direnişleri nedeniyle, 1964 yılında Nobel Barış Ödülü almıştı.

4 Nisan 1968 günü Memphis kentinde, kaldığı otelin balkonunda silahlı saldırıya uğradı. Kaldırıldığı hastanede öldü.

***

Ve Muhammed Ali Clay (17 Ocak 1942 Louisville-3 Haziran2016 Arizona)

-Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük boksörü idi.

-Vietnam savaşına göndermek istediler, gitmedi.

-“İnsanlara ‘pis zenci’ diye köpek muamelesi yapılırken, 10 bin mil öteye gidip kendi özgürlüğü için savaşan o insanları karşı, kullanılan bir maşa olmayacağım” dedi.

-“Benim halkımın gerçek düşmanı buradadır, Amerika’dadır” dedi.

-“Dinimi, halkımı ve kendimi küçük düşüremem” dedi.

Ve de o dönemde restoranlarda asılı olan, “köpeklere ve zencilere servis yapılmaz” yazısını protesto etmek için, 1960 Roma olimpiyatlarında Amerika adına kazandığı altın madalyayı Ohio nehrine attı.

***

Evet, bu kavga ABD’de bitmeyen bir kavgadır.

-Abraham Lincoln döneminde, 1865’te köleliğin kaldırılmasına rağmen…

-Martin Luther King ve Malcolm X’in verdikleri mücadele sonunda, 1964’te “Yurttaş Hakları Yasası” çıkarılmasına rağmen…

Ve de bu yasayla “Irk Ayrımcılığı” yasaklanır olmasına rağmen, ABD’de ırkçı bakış sönmemiş, siyahlara duyulan nefret ve aşağılama yok olmamıştır.

Ama siyahların 400 yıldır ırkçılığa karşı verdiği kimlik kavgası, büyüyerek devam etmektedir; bugün hem dünyada hem de Amerika’da büyük bir destek görmektedir.

Herhalde bu kavga, kimlik mücadelesi verilen tüm ülkelere de bir ders olmaktadır!