Her yıl Eylül ayının son iki haftası BM Genel Kurulu haftasıdır.

Daha doğrusu ABD Devlet Başkanı’nın dünyayı tehdit sözlerinin dinlendiği gündür.

Nitekim 74’’üncü genel kurul, 17-27 Eylül arasında yapıldı; bütün dünya liderleri Trump’un tehditlerini dinledi.

Oysaki savaşları engelleme, barışı sağlama gerekçesiyle kurulmuştu.

-Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Milletler Cemiyeti, yani Cemiyet-i Akvam kurulmuştu. 10 Ocak 1920’de İsviçre’de kurulmuş, 20 Nisan 1946’da sona ermişti.

-BM ise İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 24 Ekim 1945’te, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 50 ülke tarafından Amerika’da Kaliforniya’nın San Fransisco kentinde kuruldu.

-Ama bugün asıl üyesi193’tür. Filistin ve Vatikan ise gözlemci ülke statüsündedir.

-Genel Merkezi New York’ta olan Birleşmiş Milletler Örgütünün, çok sayıda alt kurumuna karşılık esas olarak 6 ana kurumu vardır.

Bunlar; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi (BMGK), Ekonomik ve Sosyal Konsey (EKOSOK), Vesayet Konseyi, Uluslar arası Adalet Divanı ve BM Sekretaryası’dır.

Uluslararası Adalet Divanı’nın (Lahey Adalet Divanı da denir) merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde, diğerlerinin merkezi New York’tadır.

* * *

Birleşmiş Milletler’in amacı:

-Dünya barışını, güvenliğini korumak…

-Savaşları ve barışa yönelik tehditleri önlemek…

-Toplumsal ve kültürel işbirliği oluşturmak…

-Ülkeler arasında dostane ilişkiler kurmak…

-Uluslar arası ekonomik ve sosyal işbirliğini sağlamak…

Özet olarak savaşları engellemek, barışa hizmet etmektir.

* * *

Ama bu görevini yaptı mı, yapabildi mi? Hayır, yapmadı ve de yapamadı.

Peki, neden? Çünkü:

-193 ülke üyeli BM’nin Genel Kurul kararları “tavsiye” niteliğindedir.

-Ama ana organlarından Güvenlik Konseyi’nin kararları “bağlayıcı”dır.

-Konsey 15 üyelidir. 5’i daimi üyedir; 10’u 2 yılda bir değişir.

İşte bu 5 ülkenin alınmış kararları “veto” yetkisi vardır. Bunlar ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’dir.

Üstelik bu 5 ülke de nükleer silah sahibidir. Üstelik her türlü örgütü besleyen, silahlandıran, koruyan ve donatan da bunlardır.

Özet olarak; bu 5 ülkenin veto yetkisi olduğu sürece, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün asli görevini yerine getirmesi olanaksızdır.

Nitekim veto en çok ABD tarafından kullanılmıştır. İsrail’in Filistin halkına uyguladığı terör ve Gazze katliamları için alınan tüm kınama kararlarını veto etmiştir.

* * *

Birleşmiş Milletler’in 74 yıllık sürecine baktığımızda:

-İİT’yi oluşturan 57 İslam devletinin hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

-Arap Birliğini oluşturan 22 Arap devletinin hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

-54 Afrika devletinin hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

-44 Asya devletinin, Rusya ve Çin hariç hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

-14 Avustralya (Okyanusya) devletinin hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

Avrupa devletinin, İngiltere ve Fransa hariç hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

-Amerika kıtasındaki 35 devletin, ABD ve Kanada hariç hiçbir etkinliği ve yaptırımı yoktur.

Nitekim BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “BM’in görevinin savaşları engellemek olduğunu, ama barışın sağlanması için örgütün strateji ve yapısında değişikliğe gidilmesi” çağrısında bulunmuştur.

Ama veto yetkisi olanların dışındaki kalan 188 ülkenin, İran ve Türkiye hariç hiçbir tepkisi, hiç bir karşı tavrı olmamıştır.

Elbette Batılı küresel güçlere dayanarak iktidara gelen, bu güçlere göbeğinden bağlı yöneticiler olduğu sürece de hiçbir tepki, hiçbir tavır olmayacaktır.

* * *

Zaten BM’nin bugüne kadar olan işlevine baktığımızda:

Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam), 1920-1946 arasında İngiltere’nin hizmetinde ve İngiltere kararlarına meşruluk kazandıran bir örgüt olmuştu.

BM ise 1945’den bu yana ABD’nin hizmetinde ve ABD kararlarına meşruluk kazandıran bir örgüt oldu.

ABD’nin Vietnam savaşında, Kore savaşında, Afganistan, Irak, Libya, Suriye işgallerinde olduğu gibi…

Aslında her ikisi de Batı kapitalizminin koruyucu şemsiyesi durumundadır diyebiliriz.

Ne zamana kadar? Mazlum devletler işbirlikçi ve göbeğinden bağlı yöneticilerinden kurtuluncaya kadar…