Birleşik Cephe, baş çelişme
ve baş düşman saptamasıyla kurulan siyasi bir ittifak, dayanışmadır.
Baş çelişme… Çağımızda
emperyalizm ile ulus devletler arasında yaşanmaktadır.
Baş düşman… Emperyalizmdir.
Tarihte bir ufuk turu…
Kurtuluş Savaşımız insanlık
tarihinde emperyalizme karşı kazanılan ilk bağımsızlık mücadelesi olduğu gibi
aynı zamanda Birleşik Cephe olgusunun da en değerli ve önemli örneğidir.
Bu savaş boyunca “İstiklal-i
Tam” ve “Ya İstiklal, Ya Ölüm” şiarıyla Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer
alanlar birleşik cepheyi oluşturmuşlardır.
Bu cephenin karşısında ise
din yaftalı, etnik kökenci ve gerici ayaklanmalar Bağımsızlık Savaşı boyunca
emperyalist güçler tarafından (İng. Fr.)
desteklenmiş, ancak Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk milletinin azim
ve kararı karşısında başarılı olamamıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra
genç Türkiye’yi yıkmak, Sevr’i yeniden uygulamak için gerici ayaklanmalar
çıkartılmış, dış güçlerce desteklenmiş, ancak istenen sonuç alınamamış, Türk
Devrim’i Cumhuriyet’i, eserini kararlılıkla savunmuştur.
Bu tarihe dikkat… 1938…
10 Kasım 1938’den sonra
gerici ayaklanmalar aniden kesilmiştir.
Sebepleri…
1939’da başlayan II. Paylaşım
Savaşı’yla emperyalistlerin kendi aralarındaki çelişmeleri çözmek için
çatışmaları…
1945’den sonra ABD’nin
emperyalizmin jandarması olmasıyla açık işgal yerine ülkelerdeki en gerici
unsurlar desteklenmiş, hizmetkâr (uşak) devşirmeleri yapılmıştır…
Kimi ülkelere çok partili
sandık müsamereleri dayatılarak demokrasi görüntülü ama uzaktan kumandalı
iktidarlar oluşturulmuştur. Türkiye bu konuda tipik bir ülkedir… Hürriyet ve İtilaf
Fırkası ile başlayan zincirin son halkası AKP’dir.
Bu iktidarlarda sıkıntı
başladığında (Uçaklarda metal yorgunluğu misali yüz eskimesi…) askeri
darbelerle kendilerine bağımlı yeni iktidarlar inşa edilmiştir.
Dünyada hiçbir toplum, kurucu
önderine ve kendi devrimine Türkiye kadar kayıtsız veya düşman edilmemiştir.
Emperyalizmin tarihinde
Türkiye, başlı başına irdelenmesi gereken bir toplum mühendisliği laboratuarı
olmuştur.
Toplumda emperyalizme karşı
omuz omuza olması gereken kesimler arasında yapay düşmanlıklar oluşturulup
pekiştirilerek baş düşman emperyalizmin kanlı yüzü saklanmıştır.
Türkiye’de ne zaman kendi iç
dinamikleriyle bir sosyal muhalefet oluşmaya başlasa dış güçler tarafından
işbirlikçiler kullanılarak suyun yolu çevrilmeye çalışılmıştır. Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası, Serbest Fırka örneklerinden başlayarak dindar/dinci ve laik
çatışmaları çıkartılarak siyaset denetim altına alınmaya çalışılmıştır.
CHP’nin feodal gerici yapının
tasfiyesi için Toprak Reformunda ısrarcı tutumu ile dünya dengelerinde ABD’nin
getirdiği rüzgâr çok partili sandık müsameresini dayatmış ve “nur” topu gibi
bir partimiz olmuştur. Demokrat Parti…
Feodal, gerici yapının kâbusu
olan Halkevleri, Halkodaları, Köy Enstitüleri hızla kapatılarak Kemalist
Devrimin yurttaş, Cumhuriyet insanı yetiştirmesi tasarımları iptal edilmiştir.
1949’da ABD ile yapılan Fullbright Anlaşması sonuçlarının milli eğitimin gayrı
milli olmasının da yolunu açtığını burada hatırlamalıyız. “Küçük Amerika”
hayalleri satanların bu ve benzeri anlaşmaları iptal etmelerini düşünmek eşyanın
doğasına aykırıdır. 1950-1960 yılları arasında ABD ile yapılan ikili
anlaşmalar, feodal, gerici unsurlarla yapılan işbirliğinin sonuçlarını bugün
AKP iktidarıyla yaşıyoruz. Tasfiyesi
engellenen gerici yapının bölücü terör örgütünün de mümbit tarlası olduğunu
söylememize gerek var mı?
Bugün bizlere düşen görev,
tarihten ibret alarak yeniden Milli Birleşik Cepheyi kurmak, her türlü etnik,
dini, siyasi ayrılığı, benim partim, senin partin gibi çelişmeleri öteleyerek
“Ya İstiklal, Ya Ölüm” şiarıyla Tam Bağımsız Türkiye’yi kurmaktır.
Taksim Gezi Parkı’nda
başlayan eylemlerin yurt geneline yayılarak bir halk hareketine dönüşmesi
karşısında siyaset önderlik zafiyetiyle öngörüsüzlüğün boy çukuruna düşmüştür.
Mevcut yapıların haka önderlik edememesinin sonuçlarını değerlendirmesi gerekenler
derslerine çalışmak, kendi söylem ve eylem anlayışlarını gözden geçirmek
zorundadırlar.
20. yüzyılın ilk yarısının
dünya tarihini emperyalizme karşı verdiği bağımsızlık savaşıyla belirleyen
Türkiye, 21. yüzyılın tarihini de Milli Birleşik cepheyi kurarak, Kemalist
Devrim’i yeniden ihya ve inşa ederek başaracaktır.