Çok değil, bir ay konuşmasa, çok şey düzelecek.

Ama duramıyor.

Egosu izin vermiyor buna, olmaz olası kibrini bastıramıyor.

Yalan, yanlış demiyor, konuştukça konuşuyor.

Gerdikçe, geriyor toplumu…

Bölüyor, parçalıyor; ötekileştiriyor insanları…

“Onlar” diye başlayıp, “biz”  diye bitiriyor konuşmalarını.

*    *    *

Bir insanın ruh hali hep aynı mı olur, hiç mi değişmez be kardeşim?

Tayyip Beyin ruh hali hiç değişmiyor; kini, hırsı, kibri bitmek bilmiyor.

Her mitinge, aynı kinle, aynı hırsla, aynı ruh haliyle çıkıyor.

Her mitinginde,  doğruluğunu kanıtlayamadığı aynı yalanları, aynı söylemleri tekrarlıyor.

Aynı “mağdur edebiyatını” yapıyor.

İki yıl önce PKK yandaşlarının yaktığı Türk Bayraklı fotoğrafı, gezi olaylarına yamamaya çalışıp; bugüne değin ağzına almaktan özenle kaçındığı “Türkçülük edebiyatını” yapmaya çalışıyor.

Sonuçta toplum öyle bir hale geliyor ki; bir taraf, “ben onun bilmem neresinin kılıyım” derken; diğer taraf “tümünüzün canı cehenneme” diyor.

Ortası kalmadı bu işin.

*    *    *

Oysa zaman kötü, devir kötü, niyetler kötü.

Öyle berbat bir konumdayız ki, her an her şey olabilir.

Bu tür konuşmaların, bu tür gerginliklerin, bu tür hazımsızlıkların, bu tür hırsların ne yeri, ne zamanı…

Doğu cenahımız fokur fokur kaynamaya devam ediyor.

Ayrılık yanlısı Kürtler, Gezi Parkını işaret edip, “a cambaza bak” numarasıyla; sessiz sedasız, Diyarbakır ve diğer illerdeki cadde ve sokak isimlerini (alfabemizde olmayan harfli isimlerle) değiştirerek, bilinen emellerine zemin hazırlıyorlar.

Geçmişte yöreyle bağlantılı olduğu söylenen Ermeniler davet ediliyor, onların atalarının isimleri sokaklara, caddelere veriliyor, sırtları sıvazlanıyor; kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapılıyor.

Ateşkes varken, askeri araçlara ateş açılıyor, olan biten örtbas ediliyor.

Ve…

Ve işin garibi, bunların hiçbiri medyada yer bulmuyor.

Varsa yoksa tomalara taş atanlar…

Varsa yoksa Tayyip Beyin kendine özgü söylemleri, hayal ürünü savları…

*    *    *

Başbakanın etrafındaki herkes, korkmuş, sinmiş durumda.

Oysa herkes, her şeyin ayırdında, her şeyin bilincinde.

Ama narsist Başbakanı frenlemeye hiç kimse cesaret edemiyor.

Ekonomimiz pamuk ipliğine bağlı.

Yurt dışı ilişkilerimiz kötünün ötesinde kötü, giderek daha da kötüleşiyor.

Sıcak para girişi durdu, duracak; kaçtı kaçacak konuma geldi.

*    *    *

Başbakan hâlâ irticaının sembolü Topçu Kışlası’nı hortlatmanın peşinde.

Hortlatmadan da durulmayacak.

Allah akıl fikir versin...