Son zamanlarda bütün ülkeleri kasıp kavuran virüs belası herkesi eve hapsetti. Özellikle de ben gibi yaşlıların elini ayağını bağlarcasına eve bağladı. Ne zaman elimizi ayağımızı çözüp serbest bırakacağı da meçhul.

Evvelce, zaman zaman yaşıtlarımla buluşup sanatsal sohbetlerimiz oluyordu. Şimdilerde ise buluşup, grup oluşturmak, özellikle biz yaşlıların işi değil. Bu ortamı bulamıyoruz artık. Ancak, telefonla birbirlerimizi arayarak hal-hatır sormakla yetiniyoruz. Bazen de, yine uzun sohbetlerimiz oluyor. Bu telefon görüşmelerimizin birinde değerli dostum, ağabeyim, Eğitimci-Yazar Oğuz Leblebicioğlu ile sohbet ederken, okuduğu son kitaptan beğeni ile bahsetti. Kitap hakkında anlatıları benim de ilgimi çekti. Yazarına telefon ederek istedim kitabı. Sağ olsun, hemen getirdi; tanıştık, görüştük, sanatsal kısa sohbetimiz oldu.

Kitabın adı KÖRÜK. Körük 192 sayfalık bir roman. Yazarı, Eğitimci-Yazar Mustafa Özcanbaz. Körük Mustafa Özcanbaz’ın ikinci kitabı. Birinci kitabı 2014 yılında yayımlanan “Bir Sivil Siyaset Modeli-AYDINLAR OCAĞI” ismini taşıyor. Aydınlar Ocağı 383 sayfalık, kapsamlı, içeriği dolu bir kitap. Mustafa Özcanbaz kardeşimiz Yüksek Lisanslı, Albayrak İlkokulu’nda Uzman Sınıf Öğretmeni olarak görev yapan bir meslektaşımız. Mustafa Özcanbaz 1970 Çorum doğumlu. Henüz çok genç, dinç ve atılgan. Araştırmacı Yazar Mustafa Özcanbaz Yazım Dünyası’nda aranan, zevkle okunan bir yazar olarak yerini aldı.

Araştırmacılık zor ve meşakkatli bir uğraştır, bilirim. Bir konuyu ele alıp yazmak çok zaman ister; uğraş ister. Yerine göre itilirsiniz. Yerine göre kovulur, sövülür, dövülürsünüz. Ama yılmazsınız. Gerçeğini yazmak pek çok emek ister. Mustafa Özcanbaz kardeşimiz de “kolayını herkes yapar” söyleminden yola çıkarak, bu zor, meşakkatli ve emek isteyen işi üstlenmiş. Çorum Belgeseli niteliğini taşıyan KÖRÜK isimli romanını yazarak okuyucularının beğenine sunmuştur.

KÖRÜK romanı Araştırma Yayınları tarafından 2020’de Ankara’da basımı yapılıp yayımlanmıştır. KÖRÜK çok uzun araştırmalardan sonra, büyük emek verilerek hazırlanıp, okuyucuları ile buluşmuştur. Körük’de, romana geçilmeden önce 6 sayfalık Çorum’un Nikonya isminden sonraki yaşamı hakkında tarihi bilgiler sunulması, Çorum’un o günden günümüze geçirdiği acı-tatlı yaşamını gözler önüne seriyor. Romanın sonunda da 11 sayfada verilen 28 adet fotoğraf, romanın bir belgesel niteliğinin en bariz kanıtıdır.

Belgesel nitelikli eserler kısa zamanda ve hayal gücü ile hazırlanmaz. Uzun araştırma ve büyük emek ister. Mustafa Özcanbaz kardeşimiz de çok emek vererek araştırma yapmış ve bu eseri bizlere sunmuştur. Ayrıca 39 yerli, yabancı kaynaklardan, arşivlerden araştırarak kitabı tamamlamıştır ki, bu da çok; hem de pek çok emektir. Eline, kalemine, yüreğine sağlık. Sağ olsun, var olsun...

KÖRÜK romanını yorgun ve zayıflamış gözlerime karşın çok zevk alarak okudum. Roman sürükleyici, bağlayıcı ve okuyucuyu içine çekiyor. Dili arı, duru ve berrak su gibi akıcı. Betimlemeler yerli yerinde ve sade... Çorum’un kuruluşundan bugüne geçen süreçte Çorum’un tarihini; Çorum’da söylenen deyimleri, özdeyişleri yerli yerinde kullanılarak gözler önüne seriyor. Roman, yüz yıl öncesinden Çorum’da Türk ve Ermeniler birlikte yaşarken, Müslüman olmuş bir Ermeni Ailesini ve çevresinde geçen olayları anlatıyor. Bu anlatımda, zamanı ve yeri geldikçe iyiden, doğrudan, güzelden yana, söylemesi gereken kişilerin nasihat niteliğindeki söylemleri, felsefi sözleri çok güzel kullanılmış. Romanı okurken bir nevi Çorum tarihini öğreniyorsunuz. O yılların yokluk, yoksulluk ve kıtlık dönemindeki esnafın çektiği sıkıntılarını, geçimini; buna karşın birbirleri ile dayanışmasını sizler de yaşıyorsunuz. Milli Mücadele yıllarında asker kaçaklarının, cezaevi firarilerinin kurdukları çetelerin halka yaptığı zulümler, soygunlar gözlerinizin önüne seriliyor. Çorum’la ilgili bilmediğimiz çok şeyleri öğreniyorsunuz.

Ben doğma büyüme Çorumluyum. Bütün araştırmalarım, yazılarım Çorum’la ve Çorum Halk Kültürü ile ilgili. Hikaye, Anı, Romanlarım Çorum’da yaşanmış olaylardan yola çıkarak gerçekleri anlatır. Ben de araştırarak gerçekleri okutmaya çalışırım okuyucularıma. Çorum’u, Çorum Halkını; köy yaşantısının adet, anane ve törelerini iyi bilirim. Bunlara karşın, hani “öğrenmenin yaşı yoktur” denir ya, ben de Çorum hakkında bilmediklerimi KÖRÜK romanını okuyunca öğrendim.

Büyük emek verilerek dantel dantel dokunan KÖRÜK romanını her Çorum’lu okumalı; yaşadığı şehrin bilinmeyenlerini öğrenmeli diyorum.

Evet Mustafa Özcanbaz kardeşim eline, diline, kalemine ve yüreğine sağlık. Romanı zevkle okuttuğun için binlerce teşekkürler. Başarılarının devamını beklerken, nice nice romanlara diyorum. Zor işi, yüreğindeki yazma sevgisi ile kolaya indirgeyerek Çorum Kültürüne bir not düşmüşsün. Seni yürekten kutluyor, sağlık, huzur ve mutluluklar diliyorum...