Kılık kıyafeti oldukça sade olan bir adam kızı ile birlikte bir otomobil bayisine giderler. Adam ve kızını bir satış danışmanı karşılar.

Adam satış danışmanına:

“Affedersiniz! Bu yeni Rolls Royce mi?”diye sorar.

Kılık kıyafeti ve görünüşünden bu aracı alamayacağını düşünen danışman:

“Bu üç yüz elli bin dolarlık bir araba efendim. Çok pahalı. Karşılayabilir misiniz bilmiyorum.” diyerek cevap verir.

Adam danışmana dönerek elindeki para dolu çantayı açar ve:

“Nakit ödüyorum”der.

Kafası karışan danışman adama:

“Tamam gerçekten kafam karıştı. O kadar parayı nereden buldun?”diye sorar.

Adam:

“Ben Multimilyonerim”der.

Konuşmaya pek dahil olmak istemeyen ancak artık kendisini tutamayan kızı ise satış danışmanına:

“Sana bir tavsiye. Bir dahaki sefere bir kitabı kapağına göre yargılama” der ve bayiden aracı almadan çıkıp giderler.

Bu hikâyede de olduğu gibi çoğu kez ön yargılarımız bizi mutsuz edecek sonuçlar oluşturur. Satış danışmanının baba ve kızına olan bakış açısı, onların aracı alamayacaklarına dair bir ön yargısı olmasaydı hikâye mutlu sonla bitecekti. Hayatlarımızdaki ön yargılarımız da bizi mutsuz eder. Dar bir kalıp içine sıkışmamıza neden olur. Sorunlarımızı çözme veya çözüm odaklı hareket etmeniz konusunda atacağımız adımlarda bizi çaresiz bırakır.

Kısacası ön yargılarınız sizi yalnızlaştırır, toplumdan soyutlar, özgürlük alanınızı kısıtlar, bazen ruhsal çöküntülere, çoğu zaman da başarısız olmanıza neden olur.

Rahmetli Doğan Cüceloğlu; “Önyargı; arı soktu diye bal yememektir.”diyerek konuyu özetliyor aslında.

yargı, insanın düşünce yetisini tek yöne kanalize eder. Peki ne yapmak lazım derseniz cevabı çok basit. Öncelikle içinize dönüp ön yargıya yol açan düşünce ve inançları net olarak ortaya çıkartın. İç sesinize kulak verip ne yapmak istediğinize odaklanın. Yani kendinize inanın.

Her duyduğunuza inanmayarak gördüklerinizi, duyduklarınızı sorgulayarak yeni ön yargıların oluşmasını engelleyebilirsiniz.

Sürekli gelişime odaklanın. Güzel insanlar biriktirin… Çünkü zamanın telafisi yoktur. Geri dönmeyecek bir dakikayı dolu dolu yaşayın ve hiçbir şeyi ertelemeyin.

Unutmayın! İyi kitapların kapakları sade ve sofistikedir.

En güzel günler sizlerin olsun.