MESLEK YAŞAMI

Recep Bulut, Kepirtepe’yi bitirip öğretmen olunca, Yoğuntaş’ın Erikli köyüne atanır. Bir buçuk ay öğretmenlik yaptıktan sonra, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü kazandığı muştusunu alır. Orada öğrenime başlar.

1940 yılının 17 Nisan’ında açılan Köy Enstitüleri üzerine, bir süre sonra karalama kampanyaları başlatılır. Çok sürmez, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç görevden alınır. 1946 yılından itibaren de köy enstitüleri kapatılmaya başlar. (Bilindiği gibi 1954 yılına kadar tüm Köy Enstitüleri kapatılmış, klasik öğretmen okullarına dönüştürülmüştür)

Hasanoğlan ekibini de dağıtırlar. Recep Bulut, Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü’ne verilir.

Aksu’daki stajyer öğrencilerine Melih Cevdet ve Cahit Külebi’nin kitaplarını gönderdiği için soruşturma geçirir.

Gazi Eğitimi bitirince Ordu’nun Kabadüz Bucağı ilkokulu öğretmenliğine atanır. Oradan Gölköy ilçesi merkezine ilkokul öğretmeni olarak verilir. Sonrasında da Ordu/Fatsa/Ünye bölgesi stajyer ilköğretim müfettişliğine atanır.

Bir süre sonra askere alınır. Hazırlık Ankara Yedek Subay Okulu’nda, kıta hizmeti Gelibolu’da geçer. Askerlik sonrası Giresun’a atanır. Orada bir yıl kaldıktan sonra bu kez Çorum’da göreve başlar. Çorum Milli Eğitim Müdürü Ordu’dan müdürüdür. Çorum’da hem müfettişlik hem de milli eğitim müdür yardımcılığı yapar. 1956 yılında Çorum’da, Çorumlu Aysel öğretmenle evlenir.

27 Mayıs İhtilali’yle birlikte Çorum’dan Muş Milli  Eğitim Müdürlüğü’ne atanır.

Dört çocukları olur. İkisini Doğu’da görev yaptığı sırada Muş’ta yitirir. “Selam Olsun” şiirinde evlat acısını şöyle dile getirir:

“... Ah İstanbul neresi, Muş neresi demeyin./İkisi de şuramda ikisi de benimdir./Canımdan canlar verdim kaldığımız Muş’ta./Soframda ekmek gibi acı tatlı günlerim.”

(Güz Toplamı, s. 10)

Muş’ta oldukça sevilip, sayılır. “Doğudan Çizgiler” şiirlerinin bir bölümünü orada yazar. Üç yıl kaldığı Muş’ta bir beslenme deposu, bir öğretmen lokali,iki ilkokul, bir kütüphane, 8 tane bölge yatılı okulu yaptırır.

Sonra, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atanır. Orada, sonradan Ankara, İstanbul valiliği de yapan Namık Kemal Şentürk’le çalışır. Diyarbakır Koleji’nin yerinin istimlakını sağlar. Sonra rüzgarlar tersten esmeye başlar. Başta Vali olmak üzere, savcıyı ve kendisini farklı yerlere atarlar.

Recep Bulut’un ataması Ankara’ya yapılmıştır. İlköğretim müfettişi olmasına karşın, kadrosu ilkokul öğretmeni olarak düzenlenir. Ankara merkezde, Kızılcahamam, Nallıhan, Çubuk, Polatlı ve Keskin’de görev yapar. 12 Eylül gelince soruşturmalar ilköğretim müfettişlerine verilir. Bir soruşturma aleyhine dönüştürülür. Kendisi de 32 yıl hizmetten sonra, 1982’de kendi isteğiyle emekli olur.

SANATSAL YAŞAMI

Kepirtepe Köy Enstitüsünde okurken duvar gazetesinde yazılar, şiirler yazar. Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünde de yazmayı sürdürür. Gazi’de de kompozisyonlar yazar. Mezun olduğunda şiirleri Varlık dergisiyle Yeditepe’de yayımlanır. İlk şiir kitabı Beyaz Mavi’yi, 1959 yılında Çorum’da yayımlar. O tarihlerde Amasya’da öğretmen olan Talip Apaydın’la yazışır.

Bu kitaba adını veren şiiri şöyle:

“Gece yarısından sonra/ Sabaha doğru/ Bir yağmur yağdı içime/ Orkideler gibi beyaz/ Sümbüller gibi mavi/ Usul usul, rahat rahat/... /Gece yarısından sonra / Sabaha doğru/ Bir yağmur yağdı içime.”

(Beyaz Mavi, s. 6)

Muş ve Diyarbakır’da yazdığı şiirleri “Doğudan Çizgiler” adıyla 1968’de bastırır.

“Palu’ya varınca sanki/ Bir çizgiyle Doğu başlar/ Gökler yalnızlık gibi/ Bir daralır, bir genişler...”

(Doğu’dan Çizgiler, s.4)

Sırada “Halk Trenleri” şiir dosyası vardır; onu kitaplaştırır:

“Başını almış rüzgarlar gibi/ Trenler durmaz, trenler  gider./ Bir evrende ısınmış, bir kanda yürekleri./ Unutulmayan sesler, unutulmayan yüzler./ Bir ülkeyi, bir halkı bilin ki/ Bütünüyle yansıtır halk trenleri...”

(Halk Trenleri, s.8)

Sanatçı duyarlılığıyla yazmayı, yazdıklarını da kitaplaştırmayı sürdürür Recep Bulut Hoca. “Atatürk Atatürk” adlı şiir kitabı Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıkar.

“O şafaklar, rüzgarlar seninle gelmiş/ Anadolu, bir dünya, tarihimiz içinde/ Bir kurtuluş fırtınası çığırında, yolunda/ Çağımızın sularına yansımış, vurmuş./ Atatürk, Atatürk ey büyük insan!/ Bir çıkan yok senin gibi zamanların üstüne.”

(Atatürk Atatürk, s. 8)

“Nisan’daki Güneşler”  adlı araştırma bağlamındaki kitabında ise Köy Enstitüleri hareketini anlatır.

Bu arada İmece, Köy ve Eğitim, Ilgaz, Varlık, Yeditepe, Öğretmen Dünyası, abc yazdığı, şiirlerinin yayımlandığı kültür sanat ve edebiyat dergileridir.

Sırada “Yeni Rubailer” vardır.

151. rubaiyi örnek olarak alıyoruz buraya.

“İsa ile Muhammet’le en çok giderim işte,/Biraz Epiküroz, Epiktetus’um işte./ Yaprakta ışıldayan bir tohumda gözlerim/ Dekart’la, Berkson’la Kant’la giderim işte.”

(Yeni Rubailer, s.71)

(SÜRECEK)