Handan hamamdan geçtik,

Gün ışığında hissemize razıydık,

Saadetinden geçtik, ümidine razıydık,

Hiç birini bulamadık…

Kendimize hüzünler icat ettik, avunamadık…

Yoksa biz bu dünyadan değil miydik? (Orhan Veli Kanık)

Orhan Veli sanki bizlerin bu günlerini görmüş, ne de güzel özetlemiş.

Hayran olduğum Seyit Nesimi ise bir başka âlemdir.

Seyit Nesimi’nin, zamana ve mekâna sığmayan, akıl ve mantık sınırlarını zorlayan beyitlerini okurken dehşete kapılır, halden hâle girerim.

Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam…

Gevher-i Lâ-mekân benem, kev-ü mekâna sığmazam…

(İki cihan içime sığmış, bense bu dünyaya sığmam.. Mekân dışı, mekân üstü olma cevheri bende iken, yine de varlığa ve mekâna sığmam.)

Can ile hem cihan benem, dehr ile hem zeman benem,

Gör bu latifeyi ki, ben, dehr-ü zemana sığmazam.

(Ruhla cihandaş olan benim, âlemle zamandaş olan benim, sen bu latif hale bak ki, ne âleme sığarım, ne zamana sığarım.)

ŞİMDİ BİLGE BAADDİN ALDI SAZI ELİNE…

1-Virüs Çin’den, aşı da Çin’den, gel de çık işin işinden?

2-Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.

3-Nobel Kimya ödüllü bilim adamımız Aziz Sancar, “Elmas ile kömür aynı karbon sayısına sahiptir. Ancak, moleküler yapıları sebebiyle biri elmas, diğeri kömürdür. Burada moleküler yapın insani değerlerdir. İnsanlar da genetik şablon olarak büyük oranda aynı. Aralarında tek kritik fark zihniyetleridir.

4-Sözcü kitapevinden Mümin Sekman’ın “Rağmenciler”, Hıfzı Topuz’un “Paris Sürgünü”, “Nevbahar”, “Bir Zamanlar Nişantaşında” ve Arthur Schopenhauer’in

“Mutlu Olma Sanatı” adlı kitaplarını sipariş ettim, ertesi gün geldi. Çok da ucuz.

5-Eski bir avcı olarak Yaban TV’de bıldırcın, Çulluk, keklik ve domuz avlarını izliyorum. Domuzlar bir yılda 3-4 doğum yaparmış. Bir doğumda da 15-16 yavru doğururlarmış. İlk yavrularının da tekrar anneleriyle doğum yaptığı hesaplanırsa bir domuz yılda yaklaşık olarak 300 yavru doğurabilirmiş.

6-Pandemi insanları iyice garipleştirdi. Özgürlük parkında göğsünde cam fanusta kedi, köpek gezdiren kadın ve erkekler çok şaşırtıyor beni.

Yıllar evvel insanoğlu garabetiyle ilgili olarak şöyle bir dörtlük yazmıştım.

Tanrım nasıl yarattın bunca insanı tip, tip?

Uslarında nasıl fark yarattın ey yüce Sahip?

Hikmetinden sual olmaz ama, neydi muradın?

Hepsi başka bir âlem, hepsi başka bir garip…(Mehmet Özata)

7-Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük. Sadece bir başka bahar için yaprak döktük.

8-Kızlara “Dokuzuncu Senfoniyi senin için besteledim” desem, “ilk sekizi kimin için besteledin? diye sorar!

9-Yaşlılıkta hafıza ile mesanenin çalışma şekli benzerdir. İkisi de geleni tutamaz.

10-Papa Françesko’nun Atina ziyaretinde bir Ortadoks Rahip Papa’ya “ Papa sen bir kâfirsin” demiş. Yorum yapamıyorum!

11-Biz güzel günlerin geleceğine inanmış bir nesil iken, şimdi geçmiş günleri özleyen ihtiyarlar olduk. Hayat ne çabuk geçti?

12-Ne ilginç bir oyun şu hayat! Tek bir hakkınız var. Kuralları oynarken öğreniyorsunuz. Zaman hızla akıyor. Başa çıkmak kolay değil, sağ çıkmak ise imkânsız. Cevabı bazılarınız içte arıyor, bazılarınız işte.

Kadere teslim olan da var, kontrolü sıkı tutan da.

ANCAK ÇOĞUMUZUN BİLDİĞİ YAŞADIĞINA YETMİYOR.

BELKİ DE ÇÖZÜM, DÜNYA SINIFININ EN ÇALIŞKAN ÇOCUKLARININ SINAV KAĞIDINA BİR GÖZ ATMAKTA YATIYOR. (Mümin Sekman -Hayat Bilgesi kitabı)

13-Siz namusu o kadar kadınlara yüklediniz ki, namussuz erkekleri göremediniz.

(Sabahattin Ali)

14-Güzel ülkemden bir karikatür. Hırsız malum kıyafeti ve sırtındaki çaldığı para torbasıyla bir bacadan çıkarken, bir başka evin bacasından girmeye çalışan Noel Babaya “ Defol lan şerefsiz, burası İslam ülkesi” diye bağırıyor.

29 Aralık 2021