İstanbul Beylerbeyi 75.Yıl. Stadında yapılan Beylerbeyispor-Çorum Belediyespor maçını, Çorum’lulara ayrılan bilet kalmadığı için Beylerbeyispor taraftarlarının arasında ağza alınmayacak küfürler eşliğinde seyretmek zorunda kaldım.
Spor Toto 3.Lig 3.Grup’ta ilk 5 mücadelesi veren Çorum Belediyespor deplasmanda çok iyi savunma yaparak bir puana razı oldu.
Maçtan sonra Belediyespor başkanı Zeki Gül ile yaptığım telefon görüşmesinde;
maçı AK Parti Çorum Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, bazı yöneticiler ve 500 civarında Çorumlu sporseverin izlediğini öğrendim.
Maçta Çorum Belediyespor futbolcularına ve Çorum’lu taraftarlara yapılan küfürlerden bir insan olarak utandım. Yanındaki bayana aldırmadan çok galiz küfürler yağdıran adama; “Kardeşim ayıp yahu, senin annen, kız kardeşin yok mu? Üstelik yanında bayan da var, nasıl böyle kötü sözler söyleye biliyorsun ? “ diye çıkışınca, “Sen Çorum’lu musun?” dedi. “Evet, Çorum’luyum” dedim. Sesini kesti.
Maçta henüz 7.dakikada Yılmaz’ın golü ile öne geçen Çorum Belediyespor karşısında sürekli atak oynayan Beylerbeyi 81.dakikada Erhan ile beraberliği sağladı.
Kalan sürede başka gol olmayınca karşılaşma 1-1 berabere tamamlandı.
Çorum Belediye, bu sonuçtan sonra puanını 56’ya yükselterek 5.sıradaki yerini korurken, Beylerbeyi’nin puanı 58 oldu. Çorum Belediye son hafta maçında Körfez İskenderunspor’u yenerse hiçbir maçın skoruna bakmadan play-off bileti alacakmış.
1981 yazında Batman Mobil’de çalışırken, Diyarbakır stadında oynanan Diyarbakırspor-Çorumspor maçına gitmiştim.
Maça rahmetli Diyarbakır Mobil bayimiz Burhan Yıldız’ın verdiği iki korumayla gittim. Sahada da her türlü sertliğe göz yuman kötü bir hakem var. Çorumspor 1-0 mağlup oynarken hakem bir de Çorumspor aleyhine haksız bir penaltı verdi. Durum 2-0 oldu. Sahada yapılan haksızlığa isyan eden Çorumspor’lu futbolcular biraz sert oynamaya başlayınca arka sıralardan bir adam korkunç küfürler ederek ayakkabısını sahaya fırlattı. Dayanamayıp ayağa kalktım, “Sahada dövülen, haksızlığa uğrayan Çorum’lu futbolculara bir de siz utanmadan küfredip ayakkabınızı da sahaya atıyorsunuz, bu nasıl insanlık kardeşim?” dedim.
Aynı anda adamın korumaları ayağa kalkarak bellerindeki tabancaya sarıldı, benim yanımdaki korumalar da silaha davranınca, nefesler tutuldu. Vahim durumu farkeden şeref tribünündeki bazı sağduyulu insanlar yanıma gelerek, “Beyefendi kusura bakma, Diyarbakırspor başkanımız İhsan Özbek çok sinirli bir yapıya sahiptir, siz ona aldırmayın” diyerek beni teskin etmişlerdi. Meğer ayakkabı atan kulüp başkanıymış.
Aradan 35 sene geçmiş, futbol sahalarında aynı rezalet, aynı futbol terörü artarak devam ediyor. Geçen Pazar günü oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşananları gördünüz. 17 yaşındaki bir çocuk çizgi hakemine kalleşce arkadan saldırarak tekmeledi. Karakola götürüldü, ifadesi alınmış ve denetimli serbestlik denen bir garip uygulamayla serbest bırakılmış.
Bu Hakim kardeşimiz belli ki, toplum psikolojisi okumamış. Toplumsal olaylarda, toplumsal cinnetin ne gibi sonuçlar doğurabileceğinden habersiz.
Asırlardır İslam âlemi, “Nasıl olsa Allah rızkını verir.” diyerek çoğalmaya devam ediyor.”Allah fındık verir ama kırmaz.” Hüda-i nâbit (Tabiatta kendi kendine yetişen bitkiler) gibi yetişen zavallı insanlar bu yüzden ölümü göze alarak batılı ülkelere kavimler göçünü başlattılar.
Cumhuriyet devrimleriyle laik ve demokratik bir yapıya kavuşan Türkiye diğer İslam ülkelerinin parlayan yıldızı olmuştu. Cumhuriyet ilkeleriyle bugünlere gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, “Yeni Anayasada laiklik olmamalıdır” diyerek korkunç bir tenakuza düştü. Laik olmayan İslam ülkelerinin yaşadıkları kargaşa ve anarşiyi görüyoruz. İnşa’Allah dili sürçmüştür diye düşünmek istiyorum.
27 Nisan 2016