Bilge adam der ki;
Ben kendimi umutsuz, enerjisi tükenmiş, karamsar ve üzüntülü hissettiğimde bir taş ustası var, onu seyretmeye giderim. Taş ustasının karşısına geçerim ve onun büyük bir azim ve kararlılıkla taşa vuruşunu izlerim.
Taş ustası taşa vurur vurur ve taşta hiçbir değişiklik olmaz.
Taş ustası taşa vurmaya devam eder.
Ben ‘Şimdi vazgeçer vurmaktan’ diye düşünürüm ama taş ustası taşa vurmaya devam eder.
Ve yine taşta hiçbir değişiklik olmaz.
Ben yine ‘Şimdi vazgeçer vurmaktan’ diye düşünürüm, ama taş ustası taşa büyük bir azimle, umutla,coşkuyla ve kararlılıkla vurmaya devam eder.
Ve yine taşta hiçbir değişiklik olmaz.
Taş ustası taşa tam 100 defa vurur.
Ve yine taşta bir değişiklik olmaz...
Ta ki taşa taş ustası 101. defa vurana kadar
Ve taş tam ortadan ikiye ayrılır. Bilirim ki taşı ortadan ikiye ayıran o son 101. vuruşun arkasındaki 100 vuruştur.
100 vuruşluk azim, kararlılık, şevk ve inançtır.
Neyse ki beyinler taş kadar sert değil!