Çorum Haber Gazetemizin saygıdeğer okuyucuları, bugün sizlere bir başarı öyküsünü sunmak istiyorum. Yazının başlığından da anlaşılacağı gibi kıymetli yazarımız Muzaffer Gündoğar ve eserinden söz etmek istiyorum.

Eğitimci yazar ve şair Muzaffer Gündoğar, acizane benim 60 küsur senelik arkadaşımdır.

1955-1960 yılları arasında o zaman Çorum İmam-Hatip okulunun 4 yıllık orta kısmı döneminde aynı sınıflarda beraber okuduk, beraber yedik, beraber giyindik. Yiyeceğimizi ve giysilerimizi paylaştık, gariban köylü çocukları olarak buna mecburduk. Ortaokul döneminden sonra herkes kendi tercihine yöneldi. Muzaffer bey öğretmen ben ise din görevlisi oldum.

Sonraları aramızda bazı kopukluklar olsa da gönül bağımız, kısa okul yaşamımız bizi hep bir ve beraber tuttu. Bu birlikteliğimiz yıllarca devam etti. Ve hala da devam ediyor ve devam edecektir.

Muzaffer kardeşim çok okuyan, yazan ve üretken, dürüst, çalışkan vatan ve milletperver, Çorum sevdalısı bir kardeşimizdir. Çorum Haber’de ve Yazılıkaya aylık dergideki yazıları, yayınlanmış şiir, öykü ve romanları ile bilinmektedir.

“Yüreklerde buz tutan Sarıkamış” romanı basılır basılmaz bana takdim etti. Hatta eserle ilgi müsbet-menfi fikir ve görüşlerimi arzetmemi de rica etti. Bu arada uzun Umre yolculuğum oldu. Sonra araya kutsal Ramazan ayı girdi. Kitabı enine boyuna, inceden inceye iki kez okumama rağmen, hastalık-sökellikler de araya girince acizane eserle ilgili izlenimlerimi sunmak biraz gecikti. Beş-altı usta kalemdar kardeşimiz fikirlerini beyan edince sıra bize geldi diye düşündüm.

Bendeniz edebiyatçı değilim, okuyan yazan, okumayı sevda haline getiren birisiyim. 4000’den fazla olan kitaplarımı gözden geçirmişimdir. Yüzlerce makale yazdım. Genelde dini ve ahlaki, sosyal konularda saygıdeğer halkımızı aydınlatmak için yazılar yazdım. 50 küsur senedir de din görevliliği ve bu konuya ait sözlü irşad faaliyetlerinde bulundum. Halen de bu duruma devam ediyorum. Maksadım kendim hakkında bilgi sunmak değil, yıllarca biriken bir kültürle bazı konularda fikir beyan etmek için bir alt yapımın varlığına işaret etmektir. Elbette ki “Yüreklerde buz tutan Sarıkamış” adlı kıymetli eseri iki kez okudum, ayrıca bazı bölümleri üzerinde notlar aldım. Muzaffer Gündoğar beyin bir çok zahmet ve külfetlere katlanarak kaleme aldığı bu anı romanı ile ilgili duygularım ve görüşlerim oluştu. Hatta uzun zaman tesirinde kaldım diyebilirim.

Gerçeği ifade etmek gerekirse: 90 bin çiçeği burnunda vatan evladının Sarıkamış’ta Allahü ekber dağlarının eteklerinde bir hiç, bir hayal uğruna donarak şehit olmaları, bu vatanda yaşayan herkesin kanını donduran bir olaydır. Bu olayın unutturulmayıp gelecek nesillere ışık tutar amacı ile dile getirilmesi ve günlerin 100 sene önceki durumları, çetin kış şartlarında ne çileler çektiklerini bütün yönleri ile öykü belgesel anı ve şiirlerle dramatize edilerek bizlere aktarılması kolay bir iş değildir. Muzaffer Gündoğar bu işi başarmış bir yazarımızdır.

Yüz sene önceki askerlik ve askerlik serüvenleri asker-sivil ilişkileri, erat-komutan birliktelikleri anılara ve kısa bilgi ve belgelere dayanılarak tasvir edilmiş öyküleştirilmiştir.

Gelecek yıllarda bu milleti yönetenlerin bu vatanın savunmasında teorik ve pratik olarak söz sahibi olacakların alacakları kararlara ışık tutacak nitelikte bir eserdir Sarıkamış Romanı. Mutlaka okunmalıdır.

Hatıralar en iyi şekilde canlandırılmış, tahayyülatla geliştirilerek mahalli konuşma diyeceklerle anlatılarak sunulmuştur. O günün yaşam tarzları, ekonomik sosyal idari askeri mekanizmaları aslına uygun olarak şekillendirilmiştir. Mahalli şiveler, askerlik yaşantıları savaşın ve çetin kış şartlarında doğanın verdiği sıkıntılar, ümitsizliğin ölüm acılarının, ızdırabın birebir yaşandığı sahneler aynıyla canlandırılmıştır. Başarı ile sunulmuştur. Bu eserde sayın Gündoğar, öyküyü anıyı şiiri romanı ustaca birleştirmiş ve uyumlu bir şekilde sunmuştur.

Bu eserde: “Tahtadan tüfek, bamyadan fişek” kabilinden silahlarla aç bi ilac yalınayak koşarak donduran, öldüren kış soğuğunda donanımlı düşmanla savaşan yüce Türk askerinin, metaneti, cesareti, sabrı, azmi ve bitmeyen iradesi tarihsel olarak anlatılmıştır. Tarihsel bir felaketin baharda açan nadide çiçekleri Sarıkamış dağlarında buzların nasıl soldurup dondurulduğunun, bir avuç vatan evladının yıllar sonra yuvasına ulaşma uğraşının tabir caizse cehennemden kurtulup cennete girercesine evine dönme savaşının serüvenidir.

Elbette ki bu konularda yazılmış başka eserler de vardır Anadolu kırsalından Çorum’un Mecitözü ilçesinin o zaman Çıkrık Köyü’nden Arif Hikmet’in -Allah rahmet etsin- ve arkadaşlarının acıklı serüvenidir. Onun şahsında 100 sene önceki vatan evlatlarının yurt savunmasının acıklı hatıralarıdır, binlerce kefensiz buz kesilen şehidin anasıdır. Yüreklerde buz tutan Sarıkamış yeni nesillere okumaları için tavsiye niteliği taşıyan bir olaydır. Gerçek manada: 4 ana bölüm ve yüze yakın ara başlıktan oluşan bu eser, konusu, anlatımı, olayların dizaynı, uyumu eski gelenek ve göreneklerin hayalgücü ile canlandırılması kitaba bir duygusallık vermiştir. Bir araştırma eseri olması ise ayrı bir özelliktir.

Netice: Bu konuda yazılacak olanlar yazılmıştır. Belki yine de yazılacaktır. Biz sadece bir iki özellikiğini sunmak istedik.

Üretken kardeşimiz sayın Muzaffer Gündoğar’ı kutluyor başarısının devamını diliyorum.

25.07.2018