34 haftalık lig maratonunun ilk etabı Ankara’da tamamlandı. Sezona mutlak şampiyonluk parolasıyla başlayan Yeni Çorumspor, zirvenin 11 puan gerisinde kaldı. Son 3 maçta alınan galibiyetler ikinci yarı öncesinde umutları tazelerken, takımın özgüvenini artırdı.

İlk yarıyı kısaca özetleyecek olursak, takım sezon başında kurulurken bir takım ayrıntılar gözden kaçmış olmalı ki, genelde aynı tip oyuncular alınmış. Yapı itibariyle de yumuşak bir takım izledik. Özellikle orta sahanın mücadeleye dayalı 3.lig standartlarına göre çok yumuşak kaldığına defalarca kez şahit olduk. Bunun neticesinde deplasman maçlarında olmadık puanlar kaybedildi. Bu kayıplar takımın hedeften uzaklaşmasına neden oldu. Devre arasında transferler yapılırken bu ayrıntının göz ardı edilmemesi lazım.

Takımın gol yükünü Yakup Alkan çekse de, özellikle son haftalarda forma şansı bulan genç oyuncular bu şansı iyi değerlendirip kritik puanlar kazandırdılar. Gençlerin gösterdiği performans eminim devre arası transfer döneminde atılacak adımlarla ilgili hem yönetimin, hem de teknik ekibin kafasını karıştırmıştır.

Geçen sezonun ilk yarısında fırtına gibi esen Yeni Çorumspor’un devre arasında yapılan yanlış transferler nedeniyle kimyası bozuldu. Fırtına gibi esen takım 14 maç galibiyet yüzü göremedi. Eldeki futbolcuların portföyünü göz önünde bulundurup kimyayı bozacak oyunculardan kaçınmak gerektiği açıkça ortada. Çünkü, yapı itibariyle duygusal oyuncu sayısı bir hayli fazla.

Görünen o ki, ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da saha dışında cereyan eden olaylar yine gündemi daha çok meşgul edecek. İlk yarının ana gündemi isim değişikliği oldu. Sanırım ikinci yarıda da gündem bu olacak. Başkan, Yeni Çorumspor ismini açıkladı. Ancak kanunen de mümkün görünmeyen değişikliğin hangi şartlarda ve nasıl gerçekleştiği bilinmiyor. Çorumspor cephesi itiraz ediyor ve anlaşma sağlanamazsa da itirazda haklı çıkacak gibi. Tabi perde arkasını bilmiyoruz.

Bir de, Fatih Başkanın Adliyespor maçından sonra yapacağını duyurduğu siyasi içerikli bir basın toplantısını kamuoyu heyecanla bekliyor. Böyle bir toplantının artı ve eksi yönlerini zaman gösterecek. Cevabını zamanın göstereceği bir diğer konu da, saha dışında açılan birçok gereksiz cephede verilen mücadeleden takımın nasıl etkileneceği.

Dile kolay 22 yıl geride kaldı. 22 yıldır bu camianın içerisindeyim. Gördüğüm şey şu: Bu camiada birlikteliği sağlamak, suya yazı yazmaya çalışmak gibi bir şey. Bunca yılda öğrenemediğim şeylerden biri de, sevginin ölçüsü galiba. Sahi, bu sevgi neyle ölçülüyor, bilen var mı?