Türkiye'yi küresel emperyal sisteme teslim eden, etnik ve inanç kimliklerinin önünü açan 12 Eylül 1980 darbesinin, ilk kilometre taşının döşendiği gündür 24 Aralık. Yani 24 Aralık 1978 Maraş katliamı.

Ve bugün Maraş katliamının 38'inci yıldönümü...

***

O Maraş ki; Alevi'siyle, Sünni'siyle, Türk'üyle, Kürt'üyle Fransız işgaline direnen ve Maraş'ı düşman işgalinden kurtaran Maraş...

Ve o Maraş ki; bağımsız yaşamanın, özgür yaşamanın, namusuyla yaşamanın, onurlu bir direnişin ve de özgürlük için gerektiğinde ölmenin bayrağını kaldıran Maraş...

Yani Antep'te Şahin Beyle, Maraş'ta Sütçü İmamla verilen onurlu bir savaş...

Ve Antep, 8 Şubat 1921'de Gaziantep olur.

Ve Maraş, 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş olur.

Ne yazık ki, o gün Fransız işgaline karşı ölümüne savaşan Maraş'ta, 24 Aralık 1978 günü kendi halkı tarafından kendi halkı katledilir.

Ve de Kahramanmaraş'ın kahramanlığına, işte o gün ihanet edilir.

***

Maraş'ı kana bulayan olaylar, "Güneş ne zaman doğacak" filminin oynadığı Çiçek Sinemasına, 19 Aralık akşamı atılan bir patlayıcı ile başlamıştır.

Ve 24 Aralık günü Maraş'ta, belki de tarihinde yaşadığı en acı en kanlı ve de kahramanlığını kirleten en büyük ihanet yaşanmıştır.

Öyle ki, Fransız işgaline karşı Maraş halkının önüne düşen, namusun ve özgürlüğün bayrağını kaldıran Sütçü İmam'a, işte o gün ihanet edilmiştir.

Resmi kayıtlarda 111 kişi ölmüş, 1000'den fazla kişi yaralanmıştır. 552 ev, 289 işyeri tahrip edilmiş, yakılmış, yıkılmıştır.

Ve de 12 Eylül Darbesi'ne giden yolların ilk kilometre taşları, Maraş'ta döşenmiştir.

***

İşte böyle olmuştur, bu güzel ülkede bu güzel ülkenin halkına yaşatılan.

Küresel güce hizmet eden eller Çorumluyu Çorumluya, Sivaslıyı Sivaslıya, Maraşlıyı Maraşlıya katlettirmiştir.

Ve o gün kendi halkını katledenler, kime hizmet edildiğini kendine bile sormamış ve de soramamıştır.

O günden bugüne Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta kimin kazandığını; daha genel bir ifadeyle Türkiye'de kimin kazandığını görmemiş ya da görememiştir.

Çünkü o, vatanı vatan hainlerinden kurtardığını sanmıştır.

Çünkü ona kimin kazandığını gösterenlere, vatan haini denmiştir.

***

İşte o günden bugüne Maraşlı Maraşlıdan, Çorumlu Çorumludan, Sivaslı Sivaslıdan korkar olmuştur.

Sonuçta:

Mahalleleri ayrılmış, bölgeleri ayrılmış bir toplum; birbirine düşman edilmiş bir halk; kimliklere bölünmüş bir Türkiye...

Ve kendi halkından korkan bir devlet, kendi devletinden korkan bir halk...

Yani siyasal ve sosyal haritası böyle bir Türkiye!

Ve de bugün Türkiye'yi bekleyen daha büyük bir tehlike...

İşte Irak'ta, işte Suriye'de yaşananlar...

Ve de Irak'tan, Suriye'den Türkiye'ye taşınanlar...

***

Şimdi anlayabildiniz mi, ey o gün vatan kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar!

Ve ey Maraş'ta Maraşlıyı, Çorum'da Çorumluyu, Sivas'ta Sivaslıyı katledenler...

Ve ey farklılıkları düşman ilan edenler...

Ve de ey Türkiye halkına Türkiye'yi zindan edenler...

Şimdi anlayabildiniz mi?

Ya da şimdi görebildiniz mi?

Kime hizmet edildiğini...

***

Evet, ey o gün vatanı kurtardığını sananlar!

O gün Alevi-Sünni çatışmasını örgütleyen, bugün Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren küresel iradenin, ülkeyi bir iç savaşa sürükler olduğunu...

Beşiktaş'ta, Kayseri'de, Kızılay'da patlayan bombaların ve Anadolu'ya yayılan canlı bombaların neye hizmet ettiğini görebildiniz mi?

Ve bugün, siyasal ve toplumsal bir barışa ne kadar ihtiyaç olduğunu ve de ne kadar ihtiyaç duyulduğunu hissedebildiniz mi?