Katma Değer Vergisi Kanununa göre belgesiz mal veya hizmet alımları nedeni ile kayba uğratılan Katma Değer Vergisinin söz konusu belgesiz malı bulunduran veya hizmeti satın alan mükelleften aranacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu fıkra aynen şöyledir “ fiili yada kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya hizmet satın aldığının tespiti halinde, bu alışlar nedeni ile ziyaa uğratılan KDV, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranır.

Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen  mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ilişkin alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilmemesi halinde, belgesi ibraz edilmeyen mal ve himet için tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan KDV alışlarını belgelemeyen yani belgesiz mal bulunduran mükellef adına tarh edilerek, istenir.

Böyle bir uygulamanın getiriliş amaçlarından birincisi ; vergi alacağının tahsilini emniyet altına almaktır. Bu yüzden belgesiz mal satın alan işletme KDV ‘nin ödenmesinden sorumlu tutulmaktadır. İkinci amaç ise; Türkiye’de vergileme açısından en büyük problem kayıt dışı işlemlerin önlenmesi, belgesiz malların kayıt altına alınması, kayıt dışı ekonominin daraltılması ve bundan böyle yaratılacak katma değerin kavranmasıdır.

Belgesiz maldan bahsedilmesi için incelemelerde işletmenin sadece stoklarında yer alan belgesiz mallardan bahsedilmesi yanlış olacaktır, stoklarında bulunmayan satışa veya herhangi bir şekilde işletmesinden çıkartılan mallar içinde belgesiz mal kavramını kapsadığı bir gerçektir.

Bu hükümde bahsedilen emsal bedel deyimi üzerinde biraz duralım ; Elinde belgesiz mal bulunduran veya satan yada herhangi bir nedenle elinden çıkartan mükellefler adına belgesiz mal veya hizmet olarak tespit edilen mala ilişkin emsal bedel ile tespit olunacağını belirtmiştik.Vergi Usul kanunumuzda emsal bedel tarif  edilmiş olup, buna göre emsal bedel ; “ gerçek bedeli belirli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Başka bir ifade ile emsal değer, değerleme konusu iktisadi kıymetin aynı  türden malların bedelleri ile kıyaslanmak suretiyle hesaplanan değeridir.

Demek oluyor ki işletmelerde fiili veya kaydi envanter yöntemleri ile tespit edilen belgesiz mallara ilişkin katma değer vergisi, eğer mal satılmış ise o malın emsali satış değerinden, eğer mal hala stokta bekliyor ise iç emsal bedel üzerinden alış değeri esas alınarak bulunacak tutarlar üzerinden katma değer vergisi hesap edilmek suretiyle malı bulunduran mükelleften istenecektir.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere belgesiz mal almanın biz mükellefler ne tür den bir yük ile karşılaşacağımızı gördük. Ticari işlemlerimiz sırasında belgesiz mal almamız halinde KDV’nin tarafımızdan tahsil edileceği, diğer yandan tahsil edilen bu KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı da dikkate alınır ise ciddi mali yükler ile altında kalacağımız kaçınılmazdır.

Vergi Kanunlarını her gün değiştiği şu günlerde ve bir yandan kayıt dışılığı kontrol altına almak için yapılan değişiklikler ile gün geçtikçe kıskaç altına girilmektedir. Bu nedenle vergisel işlemlerimizi belgeye dayandırmamız muhasebe kayıtlarımızın daha sağlıklı kılacağı kuşkusuz olup diğer yandan cezai bir işlem ile karşı karşıya kalmayacağız.