Bunun yolu; 72 millete bir gözden bakmak, herkes Allah’ın kuludur. “Herkes insan olarak bir tarağın dişleri gibidir. Hepiniz insansınız. Ademdensiniz. Kardeşsiniz, Adem ise topraktandır” buyuran Hz. Muhammed SAV.in evrensel mesajını iyi anlamak bayramlarda daha iyi anlaşılır ve hissedilir.
Yani, hoşgörü, yani empati esastır. İnsan Allah’ın en kutsal varlığıdır. Aralarındaki renk, ırk, cins, din, mezhep, meşrep gibi farklılıklar bir hayıla güzellik ve çeşnilik katan desenler gibidir. Bu güzellikler ayrımcılığa, ikiliğe alet edilemezler. Ayrımcılık Allah’ın nefret ettiği bir gerçektir. Esas olan islamda “İslamda birlik vatanda dirlik”tir. İşte hakiki bayram bu birliğin sağlanması sonucu yapılan sevinçtir.
3.Bayramın üçüncü özelliği; Biraz önce ifade edilenlere bağlı olarak insanların, dünyevi nedenlerle nefsani ve şeytani arzuların sebep olduğu sıkıntılar nedeni ile birbirlerine karşı işledikleri olumsuz davranışların, suçların, usurların ortadan kaldırılmasıdır. Bu ise onları bağışlama ve affetmekle olacaktır. İşte dargınlığa, kırgınlığa neden olanların bağışlanmasıdır, affedilmesidir. Af ve bağışlama büyüklük alametidir. Yüce Allah’ın şanıdır. İnsanları suç ve kusurlarından dolayı bağışlamak insan için en yüce bir şereftir. Af ve bağışlama bayramların mayasıdır. Menfi engellerin ortadan kaldırılmasının en önemli sebebidir. Unutmamalıyız ki, biz birbirimizi kusurları nedeni ile işledikleri hatalarını affederken Allah da bizi affedecektir. Bu Allah’ın kesin emridir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da en büyük önderimiz, modelimiz Hz. Muhammed SAV.dir. Onun örnek hayatı af ve bağışlama örnekleri ili doludur. Bu nedenle şöyle ki bütün dünya insanın olsa bile onun hiç bir şey onun canından daha değerli değildir ve olamaz.
Sevgili peygamberimize defaatle suikastler tertip edilmiş, canına kastedilmiş, R.SAV. yüce Allah’ın koruması ile bütün bunlardan kurtulmuş ve kendi canına kıymak isteyenleri affetmiş, bağışlamış ve onlarla oturup kalkmış, ünsiyet etmiş hiçbir şey olmamış gibi. Bu azılı düşmanlarla ilişkilerini kesmemiştir. Örneğin; R.SAV.in dünyadaki en büyük destekçisi babası makamındaki amcası Hz. Hamza Uhut’ta hunharca şehit edilmiş eli-kolu-bacağı kesilmiş, gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş, yani ölüye işkence yapılmış hatta o kadar ki mübarek göğsü Ebu süyanın hanımı Hind tarafından yarılarak ciğeri çıkarılmış, çiğ çiğ ağızlarda çiğnenmiştir. Bu durumu gören R.SAV. bunu yapanlara karşılık verieceğine yemin etmiş ama yüce Allah R.SAV.i uyarmış, R.SAV. yeminine keffaret dağıtmış ve bu işkenceyi yapanları affetmiş, onları bağışlamış, onlarla münasebetlerini kesmemiştir. İşte biz böyle Alicenap, şefkatli, merhametli yüce bir peygamber olan Hz. Muhammed SAV?in ümmetiyiz. R.SAV. “Benim hakiki ümmetim bana uyan ve benim gibi olmaya çalışanlarınızdır” buyuruyor. Oysa bizler ufak tefek nedenlerle birbirimize günler, aylar, hatta senelerce dargın duruyoruz. Böyle Muhammed ümmeti olunabilir mi?
Hele bugün yurdumuzun içinden ve dışından hainlerin fitneleri sonucu terör illetinin her gün polisimizin, askerimizin, insanımızın canına kıydığı, aziz şehitlerimizin kanlarının akıtlıdığı geride gözü yaşlı, bağrı taşlı insanların bırakıldığı ağlayan analar, genç dul hanımlar, ufacık yetimlerin bırakıldığı, bu nedenle toplumda onulmaz yaraların açıldığı bir zamanda sudan nedenlerle birliğimizi bozan hareketler epirim vermemiz son derece elem vericidir.
Bayramlar bu acıların merhemidir. Birliğimizi dirliğimizi korumak için birbirimize sımsıkı sarılalım ve bayramı bu acıları bu yaraları sararak kutlayalım.
5.Bayramların bayram gibi kutlanmasının beşinci özelliği; insani içtimai ve ahlaki hastalıkların başında gelen, haset, çekememezlik, fesat, bozgunculuk, nazar, insanların birbirlerine kem, kötü gözle bakması, düşmanlık, ayrımcılık, kendimizi farklı görme, yani kibir, öteleme, iteleme, ayrıştırma gibi zemmedilmiş yani kötü huylardan sıyrılıp arınmaktır. Ayrıca, bayramda tatil anlayışının ötesinde toplumun kaynaştırıcı özelliği olan bayram, birlikte kutlamanın yolunu bulalım. Yani bayramlaşma, beraber olma, kaynaşma, esenleşme olması için bizzat veya iletişim araçlarımız ile bayram havasını teneffüs etme özelliğini yaşayalım. Başta ana babamız, akraba, eş ve dostlarımızı ihmal etmeden ziyaret edelim. Onların gönüllerini hoş edip dualarını alalım.
Dargınlık ve küskünlükleri ortadan kaldıralım ki barış olsun.
Kimsesiz, güçsüz muhtaçları kollayalım onlara bayram sevincini tattıralım ki bayram umumi olsun.
Çocukları önemseyelim. Onları sevelim, bu güzelliklere onları alıştıralım ki geleceğimiz güçlü olsun. Yetim, öksüz, kimsesizleri arayıp bulalım ki gönülleri hoş olsun. Onlar da o günün bayramın bayram olduğunu bilsinler ki, bayramlar bayram olsun. Hatta ölülerimiz bizim kutsalımızdır. Onların kabirlerini dualarımızla ziyaret edelim ki onları sevindirelim. Unutulmadıklarını bilsinler ve bize hayır dua etsinler.
İşte bunları yerine getirirsek o zaman bayramlar hakiki bayram olur. Yoksa dışarda bayram var bizim evde matem varsa hiç kimsenin bayramı hakiki bayram olmaz. Anca beraber, kanca beraber, malca beraber, canca beraber olmanın şartları bunlardır. Bunları yaparsak, hem bayram yapmaya hak kazanır hem de bayramın kutluluğunu topyekün tatmış oluruz ki, bayramlar o zaman bayram olur.
Netice: Niyyet hayır, netice hayırdır. Bu nedenle hepinizin mübarek Ramazan Bayramı’nı tebrik eder, ailenize, Çorumumuza, vatanımıza, milletimize huzur getirmesini diler, milletçe nice bayramlara ulaşmasını ulu Allah’tan niyaz ederim. İyi Bayramlar...
Unutmayın: “Bütün müminler kardeştir.” Ayet. “Kardeşlerinizin arasını ıslah edin. Allah’tan korkun ki umulur ki merhamet olunursunuz.” Hucurat Suresi Ayet 10 Sh.515.