Ulusça kutladığımız dört milli bayramımız var: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Ulusal kurtuluş meşalesinin yakıldığı 19 Mayıs 1919’dan başlayıp TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’ye, yurdun düşman işgalinden kurtuluşunu müjdeleyen 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’e ve nihayet Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim 1923’e uzanan ulusal gurur ve coşku günlerimiz…

Milli bayramlarımızı, doğal olarak, vatan ve bayrak sevgisinin, Ulu Önder Atatürk’e bağlılığımızın ve saygımızın doruğa çıktığı milli duygularla kutluyoruz.

*

Dini bayramlarımız ise, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı…Oruç ve teravih namazı başta olmak üzere, Yüce Allah’a kulluk görevlerimizi yerine getirdiğimiz “ibadet ayı”…Ve gerek hac, gerekse kurban vecibelerimizi yerine getirdiğimiz bir başka mübarek bayramımız…

Bu iki bayramımız, dini duygularımızı ön plana çıkarıyor, barışı, kardeşliği, saygıyı, sevgiyi, yardımlaşmayı, merhameti ve şefkati çağrıştırıyor.

*

Önümüzdeki Salı günü başlayacak kutsal Kurban Bayramı öyle bir döneme rast geldi ki, toplumsal dayanışmaya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir zaman dilimi olduğu tartışma götürmez.

Ekonomik bakımdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Toplumsal barışa, birlik ve beraberliğe, tek vücut olarak her türlü güçlüğün karşısında dimdik durmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Temenni edelim ki, mübarek bayram, gönüllerimizde insan sevgisini yeşertsin, birbirimize kardeşçe duygularla sarılalım, tek yürek, tek yumruk olalım.

*

Kutsal bayramın, kentimize, ülkemize, İslam alemine ve tüm insanlığa barış, huzur, esenlik getirmesini diliyorum.