Sabah televizyonda; Gaziantep’te baklava üretimini izliyorum. Televizyoncumuz hariç, patronla birlikte herkesin kıyafeti; yapılan işe uygun, dört dörtlük.
İş sahibi üretim ve kullandıkları malzemelerin özelliklerini anlatırken;
“Kullandığımız yağ, bahar aylarında doğadan, doğal beslenen hayvanlardan elde edilir. Bahar geçince hayvanlar yemle beslenir. Biz yemle beslenen hayvanın yağını kullanmayız. Fıstık seçimi de önemli. Antep’in fıstığı kaliteli özel yerleri vardır. Biz oranın fıstığını kullanırız.”
Bu benim ilk defa duyduğum, önemli bir hassasiyet oluyor.
Aklıma ünlü “Çalıkuşu” romanını getirdi. Orada da roman kahramanı Feride de aşık olduğu Kamuran’a içeceği sütleri verecek hayvanlara armut yedirir. Armut yiyen hayvanların sütü, armut kokulu ve güzel olurmuş.
Ben bunları öğrendim. Normal günümü yaşadım. Akşam torunum Hüseyin, şamata ile kapıdan girdi. Boynuma sarıldı, “Dede sana bitter çikolata aldım. Üstelik Antep fıstıklı. Çok da ucuz. Bu firma bu fiyata bunu nasıl satabiliyor anlamıyorum” dedi.
Çikolatayı ısırmamla kullanılan Antep Fıstığının düşük kaliteli olduğunu fark etmem bir oldu. Sabah baklavacının verdiği bilgiyi bilmesem, “bitter çikolata da böyle oluyormuş” deyip geçeceğim.(Bu bilgi tarafımdan çikolata firmasına bildirilmiştir.)
Çocukluğumda ve gençliğe ayak bastığım ilk yıllarda, bizim evimizde bir kömüş (manda) bulunmuştur. Anamın yaptığı kaymak kalınlığı ve lezzeti ile ünlüydü. Hatta rahmetli Karapınarlı Mustafa hoca Çorum’a yeni geldiğinde bize misafir olmuş. İlk defa yediği kaymaklı ekmek kadayıfını şekaretle (ballandıra ballandıra) anlatırdı.
Şimdi düşünüyorum da marifet sadece anamda değil, babamın yağlı tohumlardan yağ çıkaran üreticiden aldığı, kaşar peyniri tekerleklerine benzer atığı parçalayarak hayvanın yemine katması önemliydi.
Gele gele geldik; “yemin kalitesinin önemine”. Yem; direkt olarak hayvanlar tarafından yeniyor olsa da, insanlar tarafından da en direkt olarak yenilmektedir.
Et yeriz; hayvanın yediklerinin etkisini görmezden gelmek büyük yanlıştır.
Yumurta yeriz; tavuğun yediği şeyleri, yumurtadan ayrı düşünmek mümkün mü?
Süt ve süt ürünleri; bu konuda da yazımızın bütünü hayvan yediklerinin etkisini açıkça anlatıyor.
Yani ekmek üretiminde titiz olmamız, içme suyu üretiminde titiz olmamız gerektiği kadar; yem üretiminde de hassas ve titiz olmamız gerekiyor.
Aslında bütün üretimleri en iyi şekilde yapmalıyız.
Benim beğenilen, tamamı Türkçe, anlaşılır, kısa yemek duam var. Ona küçük bir ekleme daha yaptım. Eklememiz şöyle: “Sorun üretenleri, yararlı ürün üretenlere dönüştür Allah’ım!”
En güzel günler sizlerin olsun.