Çorum’un yetiştirdiği en meşhur yazarlardan biridir Bahri Güven.

Tatlı dilli, güler yüzlü, sevgi dolu güzel bir insandır Bahri hocam. 

Bahri hocamla çok eski tanışırız. Daha önceleri bana gönderdiği Zakkum Çiçeği, Sevgi Yumağı, Geri Dönüşü Olmayan Yol, Yaşayan Efsane Dr. Rıfat Patır romanlarını severek okumuştum.

Bahri hocamın, Çorum’un yerel kültür ve anlayışını Çorum ağzıyla dile getirdiği romanlarını severek okuyorum.

Son yazdığı “Ağaoğlu Ve Köyden İnsan Manzaraları” adlı romanını da üç günde okudum. 

Çorum’un bir diğer eğitimci, şair ve yazarı Muzaffer Gündoğar hocam da, Bahri Güven’in “Ağaoğlu”  romanını okumuş ve kitabın arkasına şunları yazmış.

Saygıdeğer Nihat Kayım’ın yaşadıklarını merkez alan Bahri Güven ; “ Ağaoğlu adlı bu anı romanında köyden ilginç, ilginç olduğu kadar da başarılı insan manzaraları sunuyor. İlazın Niyazi, kendisini sünnet eden Haşeri Nuri, Gıbır Mehmet, eşkıya Kördede’ye karşı duran Emine abla, toplumdan dışlanmış katil Necip, donarak ölen Kula, Çanakkale Gazisi Kör Fazlı, Bekir Çavuş, Abduş ve Medet Dayı ile oğlu romanda öne çıkan kahramanlar.

Bu etkin ve yetkin anı romanında dramla mizahı iç içe bir gergef gibi işleyerek sunan Bahri Güven’in anlatımı, düş ve gözlem gücü sınırsız. Kendisini içtenlikle kutluyorum.

Şimdi müsaade ederseniz, Bahri Güven hocamı sizlere kısaca tanıtayım.

1941 yılında Çorum’da doğan Bahri Güven, Ankara Atatürk Öğretmen okulundan mezun olmuş. Daha sonra ki yıllarda Eğitim Enstitüsünü bitirmiş.

Sevgiyi, özveriyi, hoşgörüyü, paylaşımı ön planda tuttuğu eğitimciliğinden 1988 yılında emekli olmuş. İki erkek, bir kız olmak üzere üç çocuk babasıdır. Anı, öykü, roman türünde eserler yazıyor.  Halen 80’e yakın öykü, 2 roman dosyası yayına hazır beklemekteymiş. Bahri hocam,” Yazmak yaşamaktır” diyerek yazmayı sürdürüyor.

Bahri Güven’in bu güzel romanlarını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. 

Bu güzel romanlar ve öyküler için Bahri Güven hocama teşekkür ediyor, sağlıklı ve mutlu uzun ömürler diliyorum.

İstanbul’da erenlerden bir dostum ; “Kâinat Allah’ın anatomisidir” diyerek beni halden hâle soktu.  Ben de şu dörtlüğümle kendisine cevap verdim. 

Bizleri yarattın anladık seni,

Yerlerde, göklerde aradık seni,

"Allah'ın evi gönüldür" dediler,

Gönüller yaparak yaşadık seni…(Mehmet Özata)

 

Şöyle hayran eyle beni,

Aşkın oduna yanayım,

Her ne yana bakar isem,

Gördüğüm seni sanayım…(Yunus Emre) 

 

Tenden çıka görsün hele bir kez canımız ,

Tuğlayla kapar üstümüzü, dostlarımız…

Bir başkasının kabrini örtsün diyerek,

Bir gün de bizim, tuğla olur toprağımız…(Ömer Hayyam)