(14 Yıl önce yazdığım bir yazı…)

İnsanlara Dünyada en çok sevdiklerini sorduğumuzda hemen hepsi çocuklarım der. Hele biz Türklerde bu sevgi bambaşkadır. Ana, baba da sevilir, karşı cins te sevilir, hatta ona aşık olunur, ama evlat sevgisi başka, bambaşkadır bizim insanımızda.
Kardeş sevgisini daha önce yazmıştım. Basılan kitabımın da başına koymuştum bu yazıyı. Ana sevgisini tarif etmeye lüzum bile yok.
Baba sevgisine gelince o da otorite, ailenin ağırlığı, saygı, biraz da korku kokan müthiş bir sevgidir.
2 kız 2 oğlan 4 çocuk babasıyım. Hepsini evlendirdim, onlardan ziyadesiyle memnunum, mutluyum üzerlerinden duamı eksik etmiyorum. Kendilerini iyi yetiştirdiğimi de dostlarım söylerler Allah’a şükürler olsun.
Son 5-10 senedir öğrendiklerim ve biraz da tecrübelerime dayanarak genç babalara bazı önerilerim olacak:
Çocuklarınızın büyüdüğünü onların şahsiyetine ve kimliğine kavuştuğunu görünüz. Onları takdir ediniz, kötü zamanlarında tatlı dilli, gönül alıcı sözlerle yanlarında olunuz. Her bakımdan gücüne güç katınız. Bir baba her şeye karışır, ikide bir ağırlığını koyarsa o ağırlık pamuk ağırlığına benzer, hacmi büyük, özgül ağırlığı yoktur. Bağlantısı da pamuk ipliği gibi olur.
Bir futbolcu düşünün sahada bir buçuk saat koşmuştur, köklü bir yorgunluk hissetmez, çünkü onu yapa yapa alışmıştır. O hareket onun için tabii bir hal almıştır. Bir güreşçi bir halterci de öyledir.
Bir baba da her şeye karışırsa bazı şeyleri görmezlikten ve duymazlıktan gelmezse ikide bir ağırlığını koymaya kalkarsa ağırlığı da otoritesi de kalmaz. Bu tatlı korku ve vakarlı sevgi çocuklar küçükken aşılanmalı. Baba ana kadar çocuğa yakınılmamalıdır. Belli bir mesafeyi sınırı hep korumalıdır.
Yukarıda bahsettiğim sporcuların antrenmanları onlar için nasıl tabii olmaya başlarsa, onun otoritesi de öyle tabii bir hal alır.Onun için babalar sabırlı, vakarlı ve nerede nasıl ağırlığını koyması gerektiğini ve bunun ölçüsünü çok iyi ayarlamalıdır.
Hele çocuklarınız evlenmişlerse onlara çok mecbur olmadıkça karışmayınız. Erkekse o artık bir aile reisi olmuş, kadınsa anadır, ana.
Onların evlerinde bazı sorunları olabilir, onları görmezlikten ve duymazlıktan geliniz. İyi bir baba önce iyi bir eş olmalıdır.
Geçen gün bir levhada okudum “Baba verirken, hem oğul hem baba güler, oğul verirken hem baba hem oğul ağlar” Söyleyen ne güzel söylemiş.
Genç oldum, çocukluğumu özledim
İhtiyar oldum, gençliğimi,
Yurt dışına gittim vatanımı,
Komşu şehre gittim Çorum'u özledim…
* * *
GÜNCEL BİR KONU: Susuzluk tüm Türkiye’de artık son safhada, bütün canlılar yağmur bekliyor. Şu ana kadar suların kesilmesi noktasında bir sıkıntı yaşamadık. Rabbim tez zamanda hayırlı yağmurlar verir inşallah.
Su kesilmesi konusunda sıkıntı yaşamadık dedik ama son günlerde Binevler’de oturanlar sık sık sularının kesildiğini, çok sıkıntı yaşadıklarını belirtiyorlar.
Binevler sakinlerinden Mahmut Özdemir kardeşimiz, suyun bu kadar sık kesilmesine anlam veremiyoruz, hadi kestiniz su arızanın telefonları neden cevap vermiyor, belki 40 defa telefon açtım ama cevap veren kimse yok diye isyan ediyordu.
Suyun sık sık ve haber vermeden kesilmesi, telefonlara cevap verilmemesi ve halkın böylesine hiçe sayılması hiç doğru değil.
Sayın Belediye Başkanımız siz seçim çalışmaları dolayısıyla belki farkına varamadınız ama konu bir hayli mühim ve iş yine size kaldı. Lütfen bir el atınız ve bir güzel çözünüz…
Saygı ve sevgilerimle.
03.07.2000