BİLMEM

Gönül bahçesinin solmuş gülleri
Lal olmuş şakımaz bülbül dilleri
Gitmiş mekan tutmuş gurbet illeri
Sılayı özler de gelir mi bilmem?

Duman eksik olmaz Aygar Dağında
.Kurumuş çiçekler gönül bağında
Yavruyu uçurdum gençlik çağında
Uçan yavru geri döner mi bilmem?

Gönül bahçesine kargalar girmiş
Taze açmış olan gülleri dermiş
Tomurcuk güllerin dalını kırmış
Yeniden bir sürgün sürer mi bilmem?

Bu garip gönlüme acap ne oldu
Ne oldu demeyin dert tasa doldu
Kırağı mı düştü ayaz mı çaldı
Gönülden ayazı siler mi bilmem?

Gönül bahçesinin gülleri açmış
En nefis kokuyu gönüle saçmış
Azrail gelmiş de tek bir gül seçmiş
Seçilen gül bir gün açar mı bilmem?

Huzur sokağında ah neler çektim
Yüreğe sevgiden çiçekler ektim
Gönül bahçesine bir fidan diktim
O fidan serpilip açar mı bilmem?

Açan çiçeklere arılar konar
Andıkça ben onu yüreğim kanar
Zemheri de bile bu bağrım yanar
Bu yürek yangını söner mi bilmem?

O fidanın vardı iki de gülü
Dolu mu vurdu da kırıldı dalı
Gönül bahçesinin karanlık yolu
Gece biter şafak söker mi bilmem?

Bir ateş yanmakta gönül bağında
Karlar erimez mi yüce dağında
Neden güller solar gençlik çağında
Kader bir gün bize güler mi bilmem?

Toros dağlarından aştı yolumuz
Kırık kanadımız hem de kolumuz
Ciğerparem canım, canım oğlumuz
Yaşıyorum diye gelir mi bilmem?

Kilis’in yolu da ne kadar uzak
Ölüm kurmuş sana kanlı bir tuzak
Elden gelmez kara yazgıyı bozak
Allah bize günah yazar mı bilmem?

Aşık Haydar; kara yazgı böyleymiş
Buyruk Hak’dan demiş boynunu eğmiş.
Gönül tellerine bir mızrap değmiş
Yine böyle dertli söyler mi bilmem?

Ve Muzaffer Gündoğar öğretmenimden onlarca yıl koptuk ve birbirimizin izini bulamadık, haberleşemedik.
Ve ne zamanki, Ankara’da kurduğumuz Haberleşme ve Yardımlaşma Derneği, gurbetçileri bir şenlik için 23 Mayıs 2010 günü köyümüzde topladı. İşte o zaman buluştuk Muzaffer Öğretmenle.
O da gurbetçilerimizin köyümüzde yapılacak şenliğinden haberdar olunca köyü ve bizleri çok özlediğinden ve görme arzusundan dolayı köyümüze gelmiş. Onunla, tam 48 yıl sonra, saçlar ağarmış, yaş yetmişe merdiven dayamış yaşlı delikanlılar olarak buluşmuştuk. İyi ki buluştuk. O aynı zamanda on bir tane kitabı okurla buluşmuş bir yazardı. Buluşmasak bu anılar toplamı ortaya çıkmazdı. Kendisine bu açıdan yürek dolu sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
(SÜRECEK)