Tatilimiz baştan sona dost ziyaretleri ya da dost buluşmaları şeklinde geçti.

Bir yandan gezimiz boyunca küçük küçük gözlemlerimizi not etmiş oluyoruz, bir yandan da dostlarımızla birlikteliklerimizi aktarıyoruz.

Tabii ki özel bunlar.

Ama, Ege gezimizin son durağı, daha da özel…

Çünkü, bayram buluşmamız, dünürümüzün Ayvalık’taki yazlığında gerçekleşti ve iki aile bütünüyle orada toplanmış olduk.

Kızımız Zeynep’le damadımız Alper, Ankara’dan sonra kamu görevlerini Elazığ’da sürdürüyorlar.

Her ikisi de emekli memur olan dünürlerimiz Ayşe-Sarper Ergüder çifti, yaklaşık olarak yılın yarısını İstanbul’da, yarısını Ayvalık’ta geçiriyorlar.

Çocukların, bayramda hem Çorum’a, hem Ayvalık’a gelmeleri mümkün olmadığına ve dünürlerimizin iki yıldır süregelen davetlerini de daha fazla karşılıksız bırakamayacağımıza göre, tatil programımızı, bayramda Ayvalık’ta olacak şekilde düzenlemekten başka çaremiz yok.

Zaten dünürlerimizin Ayvalık’la ilişkileri, orada yazlık sahibi olmanın çok ötesinde. Sevgili dünürümüz Sarper Ergüder’in annesi Hediye Ergüder Ayvalık’ta oturuyor. Küçük kardeşi, Diş Hekimi Şener Ergüder Ayvalık Devlet Hastanesi’nden yeni emekli oldu, Ayvalık’ın en merkezi yerinde muayenehanesi var. İstanbul’da oturan ağabeyi, Emekli Tabip Yarbay, KBB Uzmanı Dr. Ünal Ergüder’in yazlığı da Altınova’da.

Son 30 yıldır Ayvalık’a defalarca gitmişizdir. Burhaniye Ören, Akçay, Altınoluk kısa ya da uzunca kaldığımız yerler. Ayvalık’ta ise çevre gezisi, Cunda’da balık, Şeytan Sofrası’nda temaşa…

Ayşe-Sarper Ergüder çiftinin yazlıkları da, Şeytan Sofrası’na giderken sağda, çok güzel bir koyun kıyısında, denizle, yeşille iç içe bir tripleks…

Güre’den Hülya ve Onur’la birlikte, arefeden bir gün önce geçtik Ayvalık’a. Arefe akşamı da, Zeynep’le Alper geldiler, Elazığ-Ankara, Ankara-Körfez Havaalanı yoluyla.

Aynı sıralarda da, Alper’in ağabeyi Tolga, amcasının oğlu Mert’le birlikte geldi İstanbul’dan.

Hediye teyzenin elini öpüp, Ünal ve Şener Ergüder dostlarımızla, eşleri, çocukları ve daha başka akrabalarla da bayramlaşma olanağını bulduk.

Açıkça itiraf etmemiz gerekir ki, daha önceki gidişlerimizde Ayvalık’ı gereği gibi tanıyamamışız. Güzel bir yer olarak iz bırakmış bizde, ama yüzeysel…

Bu kez, tüm çevreyi gezdik, Güler Sabancı’nın, Cem Boyner’in yazlığının karşısında başlattığı malikâne inşaatı da dahil görülmesi gereken hemen her yeri gördük. Hele de, iki gün tekneyle denize açıldık ki, Ayvalık için “güzel” tanımlamamız işte o zaman “çok güzel”e dönüştü.

Ayşe-Sarper Ergüder çiftinin harika komşuları var. Hele de Sevgi-Erdoğan Karayağız çifti…

Erdoğan Karayağız, Ayvalık’ın yerlisi. Çok büyük zeytinlikleri var. Zeytinyağı da üretiyor.

Ergüder’lerin hemen yanındaki yazlıkta oturuyorlar ve güzel tekneleriyle çoğu zamanlarını da, hep birlikte denizde geçiriyorlar.

Arefe günü Sarımsaklı plajında denize girdik, ama bayramın birinci ve ikinci günleri, Erdoğan kardeşimiz bizi plaja filan bırakmadı.

İlk gün bir yöne, ikinci gün bir başka yöne açıldık, adalarda, Midilli’nin karşısında denize girdik.

Ayvalık’ın bilemediğimiz güzelliklerini de öylece tanımış olduk.

Son günümüzde, Gülseven-Yılmaz Köse dostlarımızı da Altınova’daki yazlıklarında ziyaret edip çaylarını içtik.

Ayvalık için tam bir “aile saadeti” diyebiliriz.

Dünürlerimizi de, şimdi bizim de akrabamız olan akrabalarını da çok seviyoruz, sayıyoruz.

Bu ziyaretin ardından, ortamlarını, komşularını, başta Erdoğan kardeşimizle eşini de çok sevdik.

Referanduma yetişmek üzere Ayvalık’tan Çorum’a dönerken, gözümüz arkada kalmadı desek yalan olur.