Ay’ın karanlık yüzü yıllardır insanlık tarafından keşfedilmeyi bekliyor. Ayın kendi etrafında dönme hızıyla, dünya etrafında dönme hızı aynı olduğundan, uydumuzun bu yüzünü hiç göremiyoruz.

Ancak, bir süredir uzay çalışmalarında atağa geçen ve rakipleri ABD ve Rusya‘nın gerisinde kalmak istemeyen Çin, Ay’ın karanlık yüzüne başarılı bir şekilde uzay aracı göndermeyi başardı.

Son günlerin en çok tartışılan olaylarından biri olan bu durum gazetelere şöyle yansıdı:

“ ‘Çin’liler, Ay’ın karanlık yüzünde, patates, pamuk yetiştirdiler.’

‘Çin’in 3 hafta önce Ay’ın karanlık yüzüne gönderdiği Change-4 adlı araç, uzay çalışmalarında çığır açtı. 1,3 milyon dolara mal edilen ve İçerisinde kendisine ait iklimi olan ve alüminyum alaşımlı kutularda Patates ve Pamuk yetiştirilmeye başlandı. Pamukların şimdiden filizlendiği ifade edildi. Bu gelişmeyle Ay’da ilk kez tarım yapılmış oldu.’ ”

Aslında, yanlış bir anlatım. Dünya şartlarına uygun bir düzenek, muhafaza altında Ay’a gönderildi. Orada ne sonuç alınacağı bekleniyor.

Gelecek günlerde neler olacağını göreceğiz.

Bizim konumuz Ay’ın karanlık yüzü olacak.

Uydumuz Ay, ayna gibi bir yüzü aydın, diğer yüzü karanlık olamayacağına göre püf noktası nedir?

Sizlerden de merak edenler olduğunu düşünüyorum. Öğrendiklerimi sade bir şekilde kaleme alacağım.

basite indirgeyerek yazıldığı zaman; Ay’ın ve dünyanın birbirine bakan yüzlerinin dönüş hızlarının eşit oluşudur. Eğer, biz Ayda yaşıyor olsaydık dünyanın da bir yüzü bakış açımıza göre karanlık olacaktı.

İşi fazla teknik deyimlerle karıştırmadan ve kısa bir şekilde açmaya çalışalım;

Çin, gezegenimizin uydusuna iniş yapan üçüncü ülke. Bununla beraber Çin, Ay’ın karanlık yüzüne bir araç indirmeyi başaran ilk ülke oldu.

Çin‘in bu keşfi Mars keşif çalışmaları yanında sönük kalıyor gibi görünebilir. Ancak, Çin herkesin merak ettiği topraklara bir keşif aracıyla ayak basarak önemli bir eksiği tamamlamış oldu. Peki, bu keşiften neler öğrenebiliriz?

Bilim insanları genel olarak karanlık yüzde pek de farklı bir şey bulunacağını düşünmüyorlar. Yani kurgusal dünyamızı renklendiren bir öğe daha Çin‘in keşifleri sonrası tarihin tozlu sayfalarına gömülebilir.

Çin, karanlık yüzde insanlık için önemli keşifler yapabilir mi? bilinmez ama bu keşfin yapılacak olması bile heyecan verici.

Öte yandan ABD yönetimi, Çin'in bu girişimini tehditkâr bir hareket olarak görüyor. Daha önce NASA'nın Çin ile çalışması yasaklanmıştı. ABD Başkanı Trump’ın da 2020 yılında uzay gücü kuracakları yönünde bir açıklaması var. Bu açıklama soğuk savaş döneminin “Yıldız Savaşları” projesini akıllara getiriyor.

Çin’in uzay yarışına dâhil olması ile birlikte yeni bir soğuk savaş dönemi başlar mı? Bilinmez ama görünen o ki ABD ve Çin arasında dünyada yaşanan rekabet ve gerilim şimdiden Uzay’a taşınmış görünüyor.

En güzel günler sizlerin olsun.