MÜZE, SANAT TARİHİ VE ARKEOLOJİ BAŞLI BAŞINA BİR İLİMDİR, SANATTIR KÜLTÜRDÜR.

Türkiye olarak biz kültür turizmini henüz öğrenemedik. Çorum’dan örnek vereyim. Burada bizim çok değerli bir müzemiz var. Yukarıda arz ettiğimiz gibi kendi bir müze değerinde olan TAŞ MEKTEP müze yapıldı. Ben Çorum’a geleli 20 sene oldu.

sekiz –on kere gittim. Adam Çorumlu ve Taş Mektep’te sanat okulu iken okumuş. Okuduğu okul müze olmuş. Yüzlerce hâtırası var. Yürüse 20 dakikada varır. Otobüse binse beş dakikada varır. Kırk senedir önünden geçiyor. Girip bakmamış, içinde var bilmiyor. Boğazkale, Hattuşaş’ı hiç sormayın onu ilgilendirmiyor. Salak Japonlar Ta Japonya’dan geliyorlarmış! …, …,!

EVET EFENDİM

Bendeniz İstanbul’da bir yıldan fazla turizm taşımacığı ve rehberlik yaptım. Turistler sadece Ayasofya Müzesini (şimdi cami oldu) gezmiyor. Topkapı Sarayı’nı, Sultanahmet’i, hipodrom (Dikilitaş’ın Yivli sütun’un, yığma taş sütun’un ve Alman Çeşmesinin bulunduğu yere denir), Çemberlitaş’ı, Kapalı Çarşı (Mavi Çarşı)’yı geziyorlar. Beyazıt’ta Şehzadebaşı Camiini, Süleymaniye Camiini de geziyorlar. Kültür turizmi adı üzerinde kültürlü insanların işi. Bu insanlar bir yapının kilise mi, cami mi, havra mı ona bakmıyor. Çok turist gezdirdim. Bu eserlerde ki mimariye hayranlar. İç dekorasyonuna, tezyinatına bakıyorlar. Taşlardan yansıyan zekâya bakıyorlar. Her köşesini inceliyor, duvarına, minaresine, şerefesine, kubbesine, kemerine bakıyorlar ve hayran oluyorlar. Her ayrıntısının fotoğrafını çekiyorlar. Elli yıldır içinde namaz kılan bir Müslüman’a sorsanız bu ayrıntıların farkında değildir. Kültür turizmi başka bir şeydir. Her şeye din gözlüğü ile baktığımız için mimari meziyeti, mühendislik harikalarını, sanat ve estetik güzelliklerini göremeyen biziz.

TARİHE, SANATA VE ARKEOLOJİYE DİN VE IRK GÖZLÜĞÜ İLE BAKILMAZ.

Müzecilikte din ve ırk olmaz. Sümerlere ait kalıntıların bulunduğu müzeye hangi din ve milliyetçilik gözüyle bakacaksınız? Hititler’e, Göbeklitepe’ye, Nemrut Dağındaki Tanrı Heykellerine hangi din ve ırk gözü ile bakacağız? O tarihlerde o yöreye ve o kavimlere hiç peygamber gelmemiş. Fakat yinede içlerinde bir Tanrı inancı var. Muhtelif isimler ile o tanrılarını anıyorlar. Resim ve heykel olarak sembolize ediyorlar. Tâzimle yaptıkları için birbirinden güzel eserler yaratıyorlar. İşte arkeoloji diye o sanata, o emeğe, o imanı diyoruz.

Hepsi arkeolojik manâda o kadar kıymetli ki; el kadar bir obje, küçük bir testi, taşa yapılmış resim, basit bir toprak tas, küçük bir heykel binlerce, yüz binlerce lira değerinde. Dinci gözüyle bakıp, “Yahu bu bir puttur. Günah. Atın gitsin”diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Diyen cahildir.

Afganistan’da DEAŞ kafasında ki cahiller 5000 yıllık Buda heykellerini tekbir getirip resmen bombaladılar. Putları öldürdük diye sevinen bu geri zekâlılar, Müslüman dünyasına en büyük kötülüğü yaptılar. İşte tüm dünyaya Müslümanlar bu kadar cahil dedirttiler. Aynı cehaleti daha beter olarak Irak ve Suriye’de gördük. DEAŞLILAR müzeleri tahrip ettiler. Bu sefer dünya gülmedi. Kızdı. Çünkü o eserler artık dünyaya mâl olmuş çok değerli arkeolojik eserler idi. Dünyanın ortak malı idi. İnsanlığın mirası idi. Kimsenin onları kırıp dökmeye hakkı yok. Bu cahiller yüzünden Avrupa’da Peygamber efendimizi küçük düşüren karikatürler yazılar yayınlanıyor. Biz de burada kızıyoruz. Onları ayıplıyoruz. Maalesef onlara malzemeyi bu yobazlar veriyor.

(SÜRECEK)