Bir mimar arkadaşın mimarlar gurubuna yazdığı bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum.

Maalesef, hep bile bile yalan, dolan…

*

Değerli meslektaşlarım,

Ayasofya’nın şu anki statüsünden başka, cami veya kiliseye dönüştürülmesi pek mümkün görülmüyor. Neden derseniz?

Çünkü, eloğlu işi sağlam kazığa bağlamış Allahtan… Ayasofya’nın restorasyon ücretinin neredeyse tamamı, Unesco tarafından karşılanıyor. Eğer camiye veya kiliseye çevrilirse, bugüne kadar ödenen restorasyon ücretini Unesco faiziyle geri alacağını, restorasyon başlamadan sözleşmeye ekletmiş. Dolayısıyla Unesco hem bundan sonraki restorasyon için para desteği vermeyecek, hem de geriye dönük yaptığı para yardımlarını yasal faiziyle geri alacak. Dolayısı ile Aya Sofya Müze olmaya devam edecektir. Sadece iktidar partisinin kendi seçmenine vaadi olduğundan böyle bir çıkış yapması gerekiyor. Ve seçmenine diyeceği de bellidir; “Unesco’nun yapmış olduğu yardımlarla binanın restorasyonu ve bakımı yapılıyor. Restorasyon bitince açılacaktır. Ve böylece kendi tabanını da rahatlatmış olacak. Ve tabii ki, nasıl bugüne kadar çalışmalar bitmediyse bundan sonra da bitmeyeceği için, sonuçta herhangi bir sıkıntı görülmemektedir. Rahat olunuz.”

BAADDİN FIKRALARI

1-Şaman’a sormuşlar, “Zehir nedir?” Şaman cevap vermiş. “İhtiyacınızdan fazla olan her şey zehirdir. Bu güç olabilir veya tembellik, yiyecek, ego, hırs, ihtiras, kendini beğenmişlik, kıskançlık, korku, öfke, nefret, hatta iyi niyet…”

2-Bu yüzden meşhur filozof Seneca, “Yoksul insan malı az olan değil, isteği çok olandır.” demiş.

3-Bir kadın söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, o kadın değildir. Travesti falandır. Kadının sustuğu nerde görülmüş?

4-İlahiler, sözün bittiği hallerde uhrevi âlemde neyin coşkusuyla dönen semazenlerin avazıdır.

5-Korona virüsle aniden güç, güzellik, para, değersiz oldu ve almaya çalıştığınız oksijeni alamaz oldunuz. Doğada yaşam sürüyor ve çok güzel. Virüs sadece insanoğlunu kafese soktu. Sanırım doğa bize bir mesaj veriyor:

Gereksizsiniz, hava, su, toprak ve gökyüzü sizsiz gayet iyi. Geri geldiğinizde bunu hatırınızdan çıkarmayın. Sizler benim misafirimsiniz, sahibim değil…

6-Şu an yaşayan jenerasyon son bağımsız yaşayan jenerasyondur. Homosapiens (yani bizler) 40-50 yıl sonra evrimleşerek başka bir insan tipine dönüşecektir.

(İsrail’li tarih profesör / Sapiens ve Homasapiens’in yazarı)

MEZAR TAŞI ESPRİLERİ ( ADNAN ERSAN )

1- Sonunda ölüm var ölüm, ölün de görün. Dua etmeden geçerseniz ölümü görün.

2- Lutfen, arkamdan kapıyı kapatın ve dünyanın ışıklarını söndürün.

3- Kim demiş kırmızı ışıkta geçilmez diye? Rahmetli geçerdi.

4- Ölüm kalıtsaldır. Rahmetli de annesi ve babası gibi öldü.

5- Kendine ait bir toprağı olsun isterdi, sonunda muradına erdi.

6- Doktoru hava değişimini tavsiye etmişti, dünyasını değiştirdi.

7- Allah’ın emri Peygamber’in kavli ile Azrail’e verdik.

8- Ziyaretime gelen yalancı dostlar, gece yatısına da beklerim.

9- Apartmanın asansörü geliyor mu diye boşluğa bakmıştı. Geliyormuş…

10- Dünyada sığınacak bir yer bulamadı, sonunda Yaradan’a sığındı.

11- İlgi istiyordu bu arzusuna ölünce kavuştu. El üstünde taşıdılar.

12- Kendisini değiştiremeyince dünyasını değiştirdi.

13- Heyyyy… yoldan geçenler, elbet bir gün görüşeceğiz.

14- Kibar bir adamın mezar taşı.” Sizleri ayakta karşılayamadığım için özür dilerim.”

15- Çapkın adamın mezar taşı. “Artık karısı geceleri nerede olduğunu biliyor.”

16- Temel’in mezar taşı. ”Hastayım, diyordum inanmıyordunuz. N’oldu şimdi?”

17- Kılıbık adamın mezar taşı. ”İlk kez karısından habersiz bir başka yere gitti.”

18- Pazarlamacının mezar taşı. ”İyi fiyat verilince ruhunu Azrail’e sattı.”

19- Ağzı bozuk adamın mezar taşı.” Burada yatan tosun, ziyaretçiye kosun”

20-Tiyatrocunun mezar taşı. Tanrı’nın yazıp yönettiği oyunu oynadı, sahneyi terk etti.

1 Temmuz 2020