TÜRK GENÇLİĞİ

Ulu Camide namaz kılan 100 kadar insan,

Ezanın neden Türkçe okunduğunu sormak için vali konağının önünde bekleşirken, İzmir’e gitmekte olan Atatürk bu haberin “Bursa’da irtica var!” diye, yayılması üzerine yolundan geri dönmüş, Bursa’ya yönelmişti.

O akşam yemekte hazır bulunanlardan birisi:

-Bursa gençliği bu hadiseyi hemen bastıracaktı. Fakat zabıta ve adliyeye olan güveninden ötürü.. diyecek oldu.

Atatürk sözünü kesti:

-Bursa gençliği ne demek” dedi.

Sert konuşuyordu:

-Memlekette parça parça, yer yer gençlik yoktur.

Sadece ve toplu olarak Türk gençliği vardır!”

Atatürk aşağıdaki ünlü sözlerini bu vesile ile söylemiştir.

-Türk genci inkılâpların ve rejimin sahibi ve bekçisidir.

Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır,

Rejimi ve inkılapları benimsemiştir.

Bunları zayıf düşürecek en küçük yaş veya en büyük kıpırtı ve bir hareket duydu mu;

Bu memleketin polisi vardır,

Jandarması vardır,

Ordusu vardır,

Adliyesi vardır, demeyecektir.

Hemen müdahale edecektir.

Elle, taşla, sopa ve silahla.

Nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.

Polis gelecektir;

Asıl suçluları bırakıp,

Suçlu diye onu yakalayacaktır.

Genç;

-Polis henüz inkılâp ve cumhuriyetin polisi değildir, diye düşünecek fakat asla yalvarmayacaktır.

Mahkeme onu mahkûm edecektir.

Yine düşünecek;

-Demek adliyeyi de ıslah etmek,

Rejime göre düzenlemek lazım.

Onu hapse atacaklar.

Kanun yolunun itirazlarını yapmakla beraber;

-Bana İsmet Paşa’ya, meclise telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek.

Diyecek ki;

-Ben iman ve kanaatimin icabını yaptım.

Müdahale ve hareketimde haklıyım.

Eğer buraya haksız olarak gelmişsem,

Bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir.

Atatürk, bu sözlerini şu cümle ile bitirdi:

-İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği. (Ruşen Eşref Ünaydın. Atatürk’e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra. 1947. İstanbul.) Atatürk’den Fıkralar. S. N. Özerdim. S: 7-8. 1959. Ankara.

21.04.2022