10 Kasım tarihli “Nasıl Bir On Kasım Olmalı?” başlıklı yazımda “Bugün onun 79’uncu ölüm yıldönümü... Elbette yine alışık törenler yapılacak! Yine övgüler dizilecek! Yine paylaşılmaz olacak bugün!” diye bir giriş yapmıştım; aynen öyle oldu.

10 Kasım törenlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürkçülüğünü ilan etti; birden bire bir Atatürkçülük tartışması aldı yürüdü; yazılı ve görsel medyada da günlerce tartışılır oldu.

Yani Atatürkçülük paylaşılamaz oldu bu ülkede. Sanki birinin elinden Atatürkçülük alınacak, biri de Atatürkçülüğü eline alacak kavgası...

İşte bu nedenle, ülkede kaç çeşit Atatürkçülük vardır, kaç çeşit Atatürkçüler vardır, bir bakalım ve de bir görelim dedik...

* * *

Bu ülkede olduğundan fazla Atatürkçüler, olduğundan fazla da dinciler oldu ve de olmakta. Ama konumuz Atatürkçülük ve Atatürkçüler üzerine...

-Bu ülkede, Atatürk adına darbe yapanlar Atatürkçü oldu.

-Bu ülkede, darbe yapanları alkışlayanlar, çiçeklerle kutlayanlar da Atatürkçü oldu.

-Siyonizmin ve emperyalizmin uluslararası misyonerliğini yapan ve Atatürk tarafından kapatılan Mason localarının, açılmasına izin verenler de Atatürkçü oldu.

-Ve de bu ülkede, Cumhuriyeti tahrip edenler de Atatürkçü oldu.

* * *

Devam edelim...

-Küresel sermayenin askeri gücü NATO'ya evet diyenler Atatürkçü oldu.

-Ülkeyi Amerikan ve NATO üsleriyle dolduranlar Atatürkçü oldu.

-Bu üslere “hayır” diyenlere, “Tam bağımsızlık” diyenlere “vatan haini” diyenler de Atatürkçü oldu.

-Ve Samsun’dan Ankara’ya “Atatürk yürüyüşü” yapanları asanlar da Atatürkçü oldu.

Peki, ne oldu birdenbire? Ne oldu da herkes Atatürkçü oldu?

-Atatürkçülük, bir moda mı oldu?

-Atatürkçülük, siyasi bir rant mı oldu?

-Atatürkçülük, popülist bir slogan mı oldu?

Evet, ne oldu?

* * *

İsterseniz şu Atatürkçüyüm diyenleri bir gruplara ayıralım.

Tören Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Yalnız ulusal ve resmi bayramlarda ve de törenlerde Atatürkçü olan kişilerdir bunlar.

Reklam Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Özünü benimsemedikleri halde, her fırsatta Atatürkçülükten söz ederek reklam yapan ve de sabah Atatürk, akşam Atatürk diyendir bunlar.

Moda Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Korktuklarında, sıkıştıklarında, zor durumda kaldıklarında, Atatürkçülük modasına uymak için Atatürkçü görünendir bunlar.

Gardrop Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Yalnız Batılılar gibi giyinmeyi, yalnız kravat ya da papyon takmayı Atatürkçülük sayandır bunlar. Ve bunlar, bu ülkenin kaymağını yerler, ama hiçbir zaman demokratik hak ve özgürlükler için bir kavga vermezler. Ve de bu kavganın içinde hiçbir zaman yer almazlar. Ama mutlaka evlerine bir Atatürk resmi asarlar.

* * *

Yine devam edelim...

10 Kasım Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Yalnız 10 Kasım günü Atatürkçü olan ve de yalnız 10 Kasım günü, Anıtkabir’de boy gösteren siyasi figürlerdir bunlar.

Olağanüstü Dönem Atatürkçüleri vardır bu ülkede: Bunlar, olağanüstü dönemlerde Atatürkçü olurlar- Olağanüstülük bitince Atatürkçülükleri biter bunların. 12 Eylül darbesinde, Kenan Evren'i çiçeklerle kutlayıp yere göğe sığdıramayanlar işte bunlardı.

Daha da çoğaltılabilir bu Atatürkçü gruplar!

Elbette bu ülkede birde gerçek Atatürkçüler vardır.

-“Amerikan ve NATO üslerine hayır” diyen...

-“Emperyal sömürüye hayır” diyen...

-“Tam bağımsız Türkiye” diyen...

-Aklın ve bilimin rehber edildiği laik bir Türkiye'nin kavgasını veren...

-Demokratik hak ve özgürlükler için bedel ödeyen...

Yani sözde değil, özde bu kavgayı veren...

* * *

Görüldüğü gibi herkes Atatürkçü olabiliyormuş bu ülkede!

-Eğer gerekli gereksiz Atatürkçülük vurgusu yapılırsa...

-Eğer Atatürkçülük, özünden uzaklaştırılıp popülist bir söylem olarak kullanılırsa...

-Eğer Atatürkçülük, bir sığınak olarak kullanılırsa...

-Ve eğer Atatürkçülük, işbirlikçi burjuvazi tarafından bir sermaye olarak kullanılırsa...

Elbette Atatürk karşıtları da Atatürkçü olur bu ülkede. Ve de içi boşaltılmış bir Atatürkçülük çıkar ortaya.

Herhalde bugün yaşanan da bu olsa gerek…