19 Mayıs 2014 Atatürk’ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle

Bayramlar genelde milletlerin sevinç günleridir. Dini ve milli bayramlarımız bizim kutsallarımızdır. Hiçbir zaman durup dururken bayram edilmez. Aslında, bayramların kutlandığı günlerin zaman bakımından diğer günlerden farkı yoktur. Ancak, bayrama mutluluk katan olaylar, o günü bayram günü yapar. Özellikle milli bayramlarımız (Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan ve 19 Mayıs) gibi bayramlarımız milletimizin İstiklal mücadelesini başardığı, hak ve hürriyetini elde ettiği günler olduğu için geçmişi unutmamak, geleceğe hazırlanmayı hatırlatmak için yaparız. Bu güzel günlerin binlerce canın bedeli olarak bize armağan edildiğinin bilinci ve coşkusuyla kutladığımız bayramlardır.
19 Mayıs, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu milletin gençliğine armağan ettiği ve bu eşsiz vatanı da kendilerine emanet ettiği bir milli bayramımızdır.
Gençlik bu milletin, hatta milletlerin geleceği, vatani görevleri yüklenip ulusu yüceltecek donanıma sahip, maddi ve manevi ilim bilgi ve deneyimleriyle ilelebet -ebed müddet- yurduyla beraber milletin yaşamasını sağlayan dinamik topluluğudur. Yani bir ulusun can damarıdır. O bakımdan gençliğini önemsemeyen, ona gerekli değeri vermeyen ulusların yaşama şansları yoktur. Devletimizin kurucusu, büyük asker, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk bu gerçekten hareketle 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etmiş, böylece onlara verdiği değeri göstermiştir.
19 Mayıs 1919 tarihi milletimiz için önemlidir. Tarihin dönüm noktalarından biridir. Bu tarihte Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’dan Samsun’a hareket etmiş, 19 Mayıs 1919’da Bandırma gemisiyle yanındaki Paşa ve subaylarla Samsun’a ayak basmış, İstiklal mücadelesini Samsun’dan başlatmıştır.
Samsun, Amasya ve Sivas, Erzurum kongrelerinin sonucu bu milleti var veya yok olma savaşı başlatılmış, hürriyet aşkı, vatan sevgisi, iman dolu göğsünün dışında hiçbir maddi imkana sahip olmayan bu millet “Tahtadan tüfek, bamyadan fişek” kabilinden alet ve edevatla asrın teknolojik silahları ile donatılmış. Müstevli işgalci güçlerini yurdundan söküp atmıştır. İşte 19 Mayıs bunun öncü simgesidir. İşte onun için bayramdır.
20 Ekim 1927’de Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde belirtilen ve bu milleti, bu devleti, bu Cumhuriyeti emanet ettiği ve dikkat edilmesi gereken konulara dikkat çektiği Hitabe eşsiz bir konuşmadır. Her vatan evladının bu hitabeyi adı gibi bilmesi ve gereğini yapabilecek donanımda yetiştirilmesi şarttır. Milli şuur ancak böyle canlanır ve canlı yaşatılır.
Atatürk’ün şu sözleri de hiçbir zaman unutulmamalıdır: Gençler, Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirecek olan gençlerin, bu milletin gençleri olduğundan hiç şüphem yoktur. Memleketi böyle bir gençliğe bırakacağım için memnun ve mes’udum. Türk gençliğine güveniyorum. Genç demek bedeniyle genç demek değildir. Kültürüyle, daima yenilikçi, ruhuyla, bilgisi ve ahlakıyla donanmış gençliktir. Yani gençlik kavramı fikirlerdeki yenilik kavramıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu zamandaki güçlükler ve zorluklar her zaman vardır. Bu durumu göz önünde bulunduran Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Atatürk gençliğine yaptığı değerli hitabeyi de bu maksatla yapmıştır. Vatanına, milletine, dinine ve devletine bağlı, milli şuur ve ilim, irfan, fen ve teknolojik donanıma sahip olan gençlik var olduğu sürece Cumhuriyet her zaman var olacaktır. Kanlarıyla, canlarıyla bizlere bu kutsal vatanı emanet eden aziz şehitlerimize bu devleti kuran, bu devletin yücelmesi, taş üstüne taş koymuş olan çeşitli kademelerde hizmeti geçmiş bu alemden göçmüş olan vatan evlatlarımıza şükranlarımızı sunar, onlara Allah’tan rahmet dilerim. Ruhları şad olsun.