Aşk ve sevginin günü olur mu? Elbette olmaz. Aşk uzun soluklu bir süreçtir, bir ömür gibi…

Aşktan gelip aşka gidiyoruz der, sufi görüşleri…Aşk ile doğar yaşam, yoluna öyle çıkar, ancak bu yolda aşkı unutmak için o kadar çok engel vardır ki, çok az insan bu engelleri aşar ve aşk içinde yolculuğuna devam eder.

Çok uzaklarda arar aşkı ve sevgiyi, oysa içimizdedir, özümüzdedir, unuttuğumuz aşk ve sevgi. Unuturuz çoğu zaman bu yolculuk sırasında, veya yok gibi düşünür, inkâr ederiz; aşk diye bir şey yok diyerek kestirip atarız. İçimizde var olan aşkı bulmak yerine…

Bulsak bile egomuz kabul etmez bir süre. Ego aşkın en büyük rakibidir, nasıl yani, beni öldürüp bir başkasını, işini , gücünü,memleketini,insanlığı,sanatı,çocuklarını, doğayı,canlıları sevceksin, bu olacak iş mi ? Sabotajlar yapacaktır, aşka giden yola bir çok engel koyacaktır. Eğer ki egonuz ağır basıyorsa aşkı unutun.

Önce egomuzu kırıp, bedenimizi, ruhumuzu, hayatımızı özgürleştirmek gerekir aşık olabilmek için. Aşkın hayatın kendisi olduğunu anlayabilme durumunda ego olmaz , tek kişlik düşünlmez aşk, her neyi aşk ile yapıyorsanız onunla bütünleşmişsiniz demektir, işte ozaman ben değil biz olursunuz, benden bize geçersiniz, bir olursunuz pir olursunuz.

Eğer bir çocuk sevgi dolu, birbirine aşık, içindeki aşk ateşini bulmuş, onu meşale gibi hayatın her alanında taşıyan , anne baba veya ev ortamında büyürse, o çocuk aşkın kendisi olur. İçindeki aşk ateşini bulmaya ebeveyinlerinin tutmuş olduğu meşale yol göstercektir. Tam tersi sevgisiz bir ortamda büyüdü ise, çok uğraşacak, çok çabalayacaktır aşkı bulmak için.

Aşk tıpkı doğa gibi doğal bir olgudur, nasıl doğanın düzeninin akışı, güzelliği ve estetiği, bizi rahatlatırsa, yaşamak için doğadan beslediğimizin farkına varabilirsek, aşka giden yolu daha kolay bulabiliriz. Doğa bu konuda bize öncülük edecektir, çünki onun egosu yoktur. Yolu vardır, ne zaman nereye varacağını bilir. Eğer bizler ona engel koymazsak… Engel koysak bile bir başka yoldan o akışını devam ettirecektir, çoşkun dereler okyanuslara ulaşacaktır mutlaka. Damlada deryayı görebilmek gibidir aşk.Usta aşıklar böyle söylemiş…

Aşk ta böyle doğa gibidir, akışta olma halidir, Küçük bir tohumdan ormanı düşünebilmektir, yakmak yerine,ben farkındalığı, doğa farkındalığı gibi damlada deryayı görebilmektir. Önemli olan aşka giden yola girmek, benden bize giden yolun başlangıcıdır kendini tanımak…

Uzun bir süreç insanın kendini tanıması, bilmesi…Bu aşık olmaya, aşkı bulmaya hazırlık gibidir. Aşık olacağınız kişi aynanız gibi, size ben olma yolunu açabilmeli, birbirinize baktıkça kendi doğru ve yanlışlarınızı birbirinize gösterebilmelisiniz, kırılmadan, dökülmeden…İşte bu büyümektir, benden bize yol almaktır.

Ayrıca aşk zorunluluklardan çıkmaz ortaya, ihtiyaçtan çıkmaz. Doğa gibi doğal akışta çıkar karşınıza. Aşkta talep yoktur, zorunluluk hiç yoktur, aşk nefes almak kadar doğal bir durum ise aşktır; yapaylık götürmez, sahtekarlık hiç götürmez aşk.

Aşkın herşeyden arınmış sevgi dolu bir ortama ihtiyacı vadır, o hazırsa aşk gelir, benden bize yol alırken ihtiyaçtan değil heyecandan , coşkudan,sevgiden,şükürden beslenir aşk.

Bu besinler yoksa gelişemez, güçlenemez. Çıkarlar, ihtiyaçlar talepler ego oyunları,ticari alışveriş ortamlarında aşk yoktur , zaten sadece kurnaz tüccar mantığı vardır, o olursa severim, bu olursa yaparım… Böyle bir çıkar dünyasında aşk yok, ego savaşları vardır.

Önce ben olup birey olup kendini tanıyınca aşık olabilirsin,, akış böyle bir şey, ağaçların çiçek açması, sonra meyve vermesi gibi, bir öğreti değil bir durumdur. İnsanın tekamülüdür,gelişimidir, doğruya, iyiye, güzele, egosuzluğa değişimidir.

Bu değişim yolculuğunda ruh eşi gelir insanın yanına, eşi eşiti olur. Bu arınmışlıkta, bu saflıkta,aynı ruh hali içinde olan ve ben değil biz olabilen gelir, mucizeler böyle olur. Beklenmez aşk kapıyı çalmaz , kapının arkasında kim olduğunu hisdebilmektir aşk.Belki yanıbaşınızdadır, haberiniz yoktur onca gürültü içersinde aşk, mucize çok yakındır. Siz çok uzaklara bakarsınız, meçhule bakar gibi çok yakınınızda belki egolar, belki öğretiler o duyguyu anlamanıza, anlatmanıza fırsat vermez.

Aşkı anladığında insan hayatı anlamış demektir.

Aşkı anladığında, bulduğunda insan egosunu yenmiş demektir.

Aşkı anladığında, insanın hayatı heyecan ve coşku ile yaşaması demektir

Aşkı anladığında insanın dünyanın bütün güzel seslerini duyması, en güzel renklerini görmesi, en güzel kokuları koklaması demekir.

Aşkı anladığında insanın mucizelere inanması demektir,

Aşkı anladığında insan içsel yolculuğuna çıkmış demektir,

Aşk insanı daha üretken ,daha yaratıcı,daha sakin daha dingin yapar,

Aşkı anladığında insan paylaşmayı daha iyi bilir,

Aşkı anlayınca insan kini nefreti , öfkeyi bir kenara bırakmış demektir,bir tek canlıya kıyamamaktır aşk .

Kısacası '' YER YÜZÜ AŞKIN YÜZÜ '' olana dek aşkı aramak

veya ''AŞKIN KENDİSİ '' olabilmektir…Ne mutlu aşkın kendisi olup her an aşk halinde yaşayarak yeryüzünü aşkın yüzü yapabilenlere.

ANKARA